Soru önergesinde, “Çöktürme Eylem Planının” varlığına ilişkin dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’a soru önergesi sunulduğu hatırlatıldı. “Bu darbe girişimi “Çöktürme Eylem Planına” ilişkin kaygılarımızı ve kuşkularımızı daha da artırmaktadır.” İfadesine yer verilen soru önergesinde şunlar aktarıldı:
“29.01.2016 tarihinde dönemin Başbakanı Sayın Ahmet DAVUTOĞLU tarafından yanıtlanması istemiyle “Çöktürme Eylem Planının” varlığına ilişkin vermiş olduğumuz soru önergesine, 15.07.2016 tarihinde İçişleri Bakanlığınca “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığınca soru önergesinde ifade edildiği şekilde bir eylem planı hazırlanmamıştır” cevabı verilmiştir.
Ancak 16 Ağustos 2015 tarihinden başlayarak Cizre, Sur, Silopi, Dargeçit, Silvan, Yüksekova, Nusaybin gibi il ve ilçelerde yaşananlar “Çöktürme Eylem Planıyla” birebir örtüşmektedir.
Resmi makamların ifadesiyle "15 Temmuz 2016 tarihinde Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) darbe girişiminde bulunmuştur."
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, “15 Temmuz Darbe Girişimi ve Din İstismarına Karşı Birlik, Dayanışma ve Gelecek Perspektifi" gündemi ile toplanan Olağanüstü Din Şurası'ndaki konuşmasında çarpıcı özeleştiri vermiştir.
“Özal, Demirel, Ecevit ve bizler, farklı görüşten siyasetçiler olmamıza rağmen bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmamıza rağmen her kesim gibi yardımcı oldum. Bu kesimin de istifade etmesini sağladık. Yapının başındaki kişi üzerindeki tereddütlerimize rağmen, eğitim, yardım, dayanışma faaliyetleri için müsamaha gösterdik. Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Bir ortak yanımız var dedik. Aslında bu yapının bambaşka niyetleri, aracı, örtüsü olduğunu uzun süre görmedik, göremedik. (…) Şayet 17-25 Aralık sonrası aldığımız önlemler olmasaydı, özellikle yargıdaki önlemlerimiz olmasaydı, bu darbe girişimi TSK içindeki bir grup silahlı teröristin değil, polisin, yargının katılımıyla çok daha büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkacaktı. Bu hain örgütün yüzünü ortaya dökememenin üzüntüsü içindeyim. Hem Rabbime, hem milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin.” (03 Ağustos 2016 Çarşamba Haber Türk)
Bu darbe girişimi “Çöktürme Eylem Planına” ilişkin kaygılarımızı ve kuşkularımızı daha da artırmaktadır.
Bu bağlamda;
1. 16 Ağustos 2015 tarihinde Varto’da başlayıp sırasıyla Silvan, Sur, Cizre, Nusaybin, Yüksekova, İdil ve Şırnak’ta devam eden sokağa çıkma yasakları boyunca kolluk kuvvetlerinin yaptıkları uygulamalar “Çöktürme Eylem Planında” yazılanlarla örtüşmesi bir rastlantı mıdır?
2. 15 Temmuz Darbe girişiminde Ankara ve İstanbul’da yaşananlarından çok daha korkuncu Silvan, Sur, Cizre, Nusaybin, Yüksekova, İdil, Şırnak gibi il ve ilçelerde yaşandı. Sivil halka yönelik, tanklar, toplar, helikopterle saldırılar düzenlendi ve Nusaybin’de uçaklar kullanıldı. 15 Temmuz 2016 tarihinde Ankara ve İstanbul’da yaşananlar darbe girişimi olarak nitelendirildiğine göre; Cizre, Sur, Nusaybin, Yüksekova, İdil, Şırnak gibi il ve ilçelerde yaşananların mevzuatınızda ki yeri nedir?
3. Cizre, Nusaybin, Yüksekova ve Şırnak 2. Ordu komutanlığı sorumluluk alanında bulunmaktadır. 2. Ordu Komutanı Adem HUDUTİ, Diyarbakır 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim YILMAZ başta olmak üzere; sadece Şırnak'ta, Fetullahçı Terör Örgütü’ne üye oldukları nedeniyle 384 asker tutuklandı. Bu il ve ilçelerde operasyonları yürüten komutan ve askerler darbeci olduklarına göre, Cizre, Sur, Nusaybin, Şırnak ve Yüksekova’da yapılanları nasıl açıklıyorsunuz?
4. Fetullahçı Terör Örgütü’ne üye olmaları sebebiyle tutuklanan bu komuta zinciri ve askerler son bir yıldır Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı il ve ilçelerde yaptıkları insanlık dışı uygulamalardan dolayı da yargılanacaklar mıdır?
5. Cizre, Sur, Nusaybin, Yüksekova, İdil, Şırnak gibi il ve ilçelerde, sivil halka yönelik tankların, helikopter ve uçakların kullanımı emrini kimler vermiştir?
6. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişimi sırasında sivilleri katleden askerler için; “katil’, vatan haini, gözü dönmüş caniler, siz nasıl askersiniz halkın üzerine ateş ediyorsunuz, katilerden hesabını soracağız” ifadelerini kullandılar. Cumhurbaşkanı, Başbakanlık makamı ve İçişleri Bakanlığı Şırnak, Sur, Cizre, Nusaybin ve Yüksekova gibi il ve ilçelerde sivil halka yönelik insanlık dışı uygulamaları işleyenleri nasıl tanımlıyor?
7. Söz konusu darbecilerin son bir yıldır Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı il ve ilçelerde yaptıklarından dolayı siyasi irade ve Cumhurbaşkanı halktan özgür dilemeyi düşünüyor mu? Makamları yanlış yönlendirenler hakkında bir soruşturma başlatılacak mı?
8. “Özal, Demirel, Ecevit ve bizler, farklı görüşten siyasetçiler olmamıza rağmen bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmamıza rağmen her kesim gibi yardımcı oldum. Bu kesimin de istifade etmesini sağladık. Yapının başındaki kişi üzerindeki tereddütlerimize rağmen, eğitim, yardım, dayanışma faaliyetleri için müsamaha gösterdik" diyerek özeleştiri veren Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN dönemin Başbakanı sıfatıyla ve "45. Hükümet (13 Aralık 1983) dâhil, 49. Hükümetten (20 Kasım 1991) başlamak üzere gelmiş geçmiş cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar kurulu üyeleri, yasama, yürütme, yargı organları kısaca devletin ve siyasal iktidarların farklı görüşten siyasetçiler dâhil devletin gücünü elinde tutanlar sürekli ve kesintisiz F.G yapılanmasına destek olanlar hakkında FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım yataklık, örgüt üyeliği, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına yardım ettikleri gerekçesiyle adli işlem yapılacak mıdır?
9. Bu ikrarın hukuki gereklerini yerine getirip, herkes için adalet duygusunun yerleşmesine dönük gerekenleri yapabilecek misiniz?
10. TBMM’nin aktif rol alması ve araştırma komisyonlarının kurulup bu süreçte rol oynayan sorumluluk makamında olanlar dâhil, adaleti tesis edecek Hakikatleri Araştırma ve Yüzleşme Komisyonu gibi bir mekanizma oluşturmayı düşünüyor musunuz?
