Tunceli Barosu avukatlarından Barış Yıldırım, yaptığı açıklamada, Pülümür Barajı ve HES Projesi'nin, ilk kez 1983 yılında hazırlanan Munzur Projesi Master Planı ile gündeme geldiğini hatırlattı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, ÇED Yönetmeliği kapsamında projeye ilişkin Tunceli'deki ilgili kurumlardan görüş istediğini anımsatan Yıldırım, kurumların proje hakkında olumsuz görüş belirttiğini kaydetti.
Yakın dönemde onaylanan Çevre Düzeni Planı'nda, Pülümür Barajı ve HES'in gerçekleştirileceği sahanın, ekolojik olarak korunması gereken bir alan olarak nitelendirildiğinin altını çizen Yıldırım, "Gerek itirazlar gerekse de bölgenin ekolojik olarak değerli, hassas korunması gereken bir alan olması sebebiyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ÇED Yönetmeliği 12. madde 8. fıkra kapsamında ÇED sürecini sonlandırdı. Bu şu anlama geliyor; Çevre Kanunu'nun 10. maddesine göre, 'ÇED olumlu' kararı alamazsanız hiçbir şekilde hiçbir projeyi hayata geçiremezsiniz, onun inşaatına başlayamazsınız. Burada da 'ÇED olumlu' kararı alınamadı. Bu çok önemli" diye konuştu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın, demokratik hukuk devleti prensibini Pülümür Barajı ve HES Projesi'nde hayata geçirdiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"Munzur ve Pembelik barajlarında da süreç işlemeye devam ediyor. En son, Danıştay'ın kararı vardı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Munzur Vadisi'nde yapımı planlanan baraj ve HES'lerin ÇED'den muaf olamayacağını, ÇED sürecinin mutlaka işletilmesi gerektiğini belirtmişti. O süreç hala devam ediyor. Bu arada, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 2011 yılında 10 üniversiteye rapor hazırlatarak Munzur Vadisi'nde yapımı planlanan barajların üstün kamu yararı ihtiva ettiği ve barajların çevresel etkilerinin olmayacağı şeklinde bir karar aldı. Kararın iptali için de biz dava açtık. O süreç de devam ediyor. Bunu da yeri geldiğinde kamuoyuyla paylaşacağız."