(İHA) -
Medicana International Samsun Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Önder Çinar ve Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Önder Taşkın, Sinop’ta konferans gerçekleştirdi. Konferans’a katılan Sinoplu vatandaşlar hekimleri dinleyerek merak ettikleri soruları sordu.
"Holep, her türlü boyuttaki prostat için uygundur"
Prostat tedavilerinde sıkça kullanılmaya başlanan holep tedavisi hakkında açıklamalarda bulunan Medicana International Samsun Hastanesi Üroloji Kliniği'nden Doç. Dr. Önder Çinar, "Holep, bundan çok uzun zaman önce keşfedilen ve yapılan bir cerrahinin kapalıya uyarlanmış versiyonudur. Bunda da tamamen lazer enerjisi kullanılmaktadır. İllaki büyük prostatlarda yapılması gerekmiyor. Prostat hacminden bağımsız olarak her türlü boyuttaki prostat için uygundur. Açık prostata göre hastanede yatış süresi daha azdır. Holep yaptığımız hastalar 1 gece hastanede kalıyorlar. Açık prostatektomi yapıldığında 3-4 gece bazen de 1 haftaya kadar süren yatışlar olabiliyor. Açık prostat yaptığımız hastanın 1 hafta sondasının takılı kalması gerekiyor. Çünkü açık prostat yaparken idrar kesesini açarak yapıyorsunuz. O keseyi açıp prostata ulaşıyoruz. O yüzden idrar kesesinin iyileşme sürecinde 7 ile 10 gün arasında hastanın sondalı kalması gerekiyor. Holepte böyle bir dezavantaj yoktur. 1 gün sonra sonrasını alabiliyoruz. En büyük avantajı budur" dedi.
“Mutlaka doktora başvurun”
Medicana Intarnational Samsun Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Kliniği’nden Opr. Dr. Önder Taşkın, bel ve boyun fıtıklarına dair, “Boyun fıtığı, omurilik ve sinir köklerini etkileyen, en sık hayatın 30’lu yaşlardan sonra rastlanılan bir hastalık grubudur. Belirtileri; fıtığın yerine, hastalığın süresine ve ciddiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Hastalar genellikle tek taraflı, kola doğru yayılan bir ağrıdan rahatsızlık duyarlar. Ağrı, parmak uçlarına kadar yayılır ve uyuşma ile beraber olabilir. Ağrının yayıldığı kolda kuvvet kaybı olabilir. Hastalar ellerine aldıkları ağır cisimleri yere düşürmekten şikayet ederler. Eğer bası daha da ilerlerse yürüme güçlüğü ve dengesizlik de oluşur. Ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahati ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekir. Detaylı öykü alma ve fiziksel muayenenin önemi çok büyüktür, sadece bunlarla tanı koymak bile mümkündür. Ama görüntüleme teknikleri ile de boyun fıtığının varlığını teyit etmek ve seviyesini saptamak gereklidir. Yapılan muayene ile sinir tahribatına ait bulgular yoksa hastaya mutlak yatak istirahati, ağrı kesici kullanımı ve fizik tedavi önerilmektedir. Ancak sinir tahribatına ait bulguların mevcudiyetinde ve diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı durumlarda cerrahi uygulanır” ifadelerini kullandı.
Konferans dinleyicilerin merak ettiklerini sormasıyla sonlandı.