Aslan, babasının “Seyit Rıza’nın mezarı neden yok?” sorusuna verdiği cevapları hatırlatarak şunları söyledi:
“Babam bu soruya şöyle cevap verirdi: Hükümet demiş ki ‘Onun mezarı olursa mezarı üzerinde ot biter, koyunlar gelir yer, koyunun etini insan yer. Bu şekilde onun şakiliği insana geri döner…”
Seyit Rıza ve arkadaşlarının bunun için idam edildiğini belirten Aslan, “Yetmedi, cesetlerini yaktılar. Yetmedi, küllerini havaya savurdular. Bir türlü hınçlarını alamadılar. Bugün de Vatan Partisi ve Perinçek üzerinden anıtını yıkmak, ismini caddelerden kaldırmak istiyorlar. Bunu başarınca hıncını alacaklar mı? Hayır” diye kaydetti.
Seyit Rıza’ya karşı bunlar yapılırken, bir çok insanın onu anlatmak için kitap ve makalelerle bugünlere taşıdığını anlatan Aslan, şöyle devam etti:
“Dersim’de bir anıtının yapılmasını çok gördüler. Bazıları çıkıp ona siyasal bir lider, bir kahraman vasfı verince bunların çok zoruna gitti. Bu Fikri çürütmek için onun bir ‘yetim’ olduğunu Seyid olmadığını, kendi aşiretini bile idame edemediğini, önderlik vasfının olmadığına dair yazılar yazdılar. Ne Perinçek, ne de içimizdeki bu riyakarlar hakikatin parlayan ışığını karartamazlar. Tarih hiç kimseyi de durduk yere lider yapmaz. Seyid Rıza yüz yılın parlayan ışığıdır, karanlık şiddetini gösterdikçe o daha da parlayacaktır. Onurumuzdur dokunma.”