Sait Baksi, Dêrsim'li sayirlerin Sey Qaji’den günümüze dek Dêrsim kilamlarını ezberler, hepsini kağıda geçirerek, stüdyo ortamında okuyarak değerlendirilmeyi bekleyen 13 CD' lik toplumsal hafıza oluşturur.
Sait Baksi, gençliğinden beri, bu dünyadan göçmüş Dêrsimli sayirlerin (halk ozanları) kilamlarını derlemek için çabalıyor. Sey Qajî'den günümüze Kirmanckî kilamlara can veren bir sayir. Mütevazi duruşuyla 'modern' çağın vefasızlığına karşı kürek çekiyor adeta. O'nun vicdanı, ulaştığı kilamlarla huzurunu buluyor. Şimdiye kadar internet ortamı ya da sıradan kayıtlar dışında derlediği ya da bestelediği kilamların hiçbiri dinleyicisine ulaşamadı. Derlediği kilamları stüdyo ortamında bir tanıdığının yardımıyla okuyabildi ve 13 CD ortaya çıktı. Ancak bu CD'ler de imkansızlıktan dolayı müzikseverlerle buluşamadı. Yani Sait Baksi, Dêrsim kilamları açısından tam bir hazine ve değerlendirilmeyi bekliyor. Üstelik sadece kilamları derlemekle de kalmıyor, kendisinin de birçok bestesi var. Ayrıca bu aralar köyünün sayirlerinden Uşene Kalmemî'nin hayatı üzerine bir kitap yazıyor.
Baksi ile Almanya'da tüm bu çalışmaları hakkında konuştuk.
Bir heves düştü içime
Sait Baksi, Dêrsim'in Qişle ilçesine bağlı Civrak köyünün Balığ mezrasında dünyaya gelir. Civrak, sayirleri çok olan bir köydür. Baksi'nin çocukluğu da Uşene Kalmemî, Îmamê Sey Qajî, Dursunê Zene gibi sayirlerin kilamlarını dinleyerek geçer. Ancak o sadece dinlemekle kalmaz. Meraklı bir genç olarak, gençliğinden itibaren kilamları kaydetmeye başlar. O dönemleri şöyle anlatıyor Baksi: "O zamanlar sayirler gelip evlerde misafir kalır, üç telli temburlarıyla kilamlar söylerdi. Onlardan çok etkilendim. Çocukluğumdan itibaren içimde hep bir heves vardı; ben de söyleyebilir miyim diyordum. O zamandan kilamları ezberlemeye başladım."
13 CD'lik kayıt
Sayir Sait Baksi, İstanbul'a kadar uzanan okul hayatı boyunca da müzikle ilgilenmeyi sürdürür. Her zaman araştırır. Ancak teknik olanakların az olduğu zamanlardır. Bir teybi bile olmayan Baksi, 'Teybimiz kafamızdı' diyor. Bulduğu kilamları ezberler ve hepsini kağıda geçirir. Emekli olduktan sonra da tüm zamanını bu işe verir. Sey Qajî'den günümüze dek derlediği Dêrsim kilamlarını, bir tanıdığın yardımıyla 2006 yılında Almanya'da kayda geçirir. 13 CD ortaya çıkar. Baksi'nin kaydını yaptıkları dışında derlediği 20 kilam daha var. Ne bu CD'ler ne de Baksi'nin kendi kilamları dinleyiciyle buluşamadı. Çünkü imkanları yoktu. Ancak o, hiçbir karşılık beklemeden mütevazi bir sayir olarak çalışmalarını bugüne kadar sürdürdü.
38 öncesi ve sonrası
Ortaya çıkardığı onca kilama rağmen çalışmasını yeterli bulmuyor, Sait Baksi. Konuşmamız boyunca sürekli kaybolan eserlerden, geç kalındığından bahsediyor ve ekliyor: "Kültürümüzü bilen değerler bu dünyadan göçtü. Çok şeye ulaşmak istiyorum. Sürekli bir araştırma içindeyim, yeni bir şeyler bulabilir miyim diye." Baksi, kilamların '38 Soykırımı öncesi ve sonrası farklılıklar gösterdiğini belirterek şunları söylüyor: "O dönemin sayirlerinin hepsi anadilimizde kilamlar yapmış. 38 öncesinde ağıtlar ve kilamlar birçok konuyu işliyor. Mesela Sayder (Sahê Alî Moş da diyorlar) adında bir sevda şairimiz var, onun 101 eseri var; ancak 8'i elimde. '38 sonrası daha çok ağıt ağırlıklı. '38 ile ilgili en fazla eseri olan Weliye Uşene Îmamî'dir. Sey Qajî bu müziğin piridir. Bizim köyden de Uşenî Kalmemî var. Onlar Sey Qajî'den sonra bu geleneği bize ulaştıran şairlerdir. Onlar olmasaydı biz de olmazdık. Tabii Silo Qiz'ın emeğini de unutmamak lazım."
Acılardan kilamlar besteledi
Baksi'nin ağıt ağırlıklı 25'ten fazla kilamı var. Besteleri hakkında "Mesela biri gelip bana acısını anlatıyor, ağıt istiyor, ben de yapıyorum. Bu şekilde eserlerim var. Bir de köylerimizle ilgili eserler var. Viran olmuş köylerimiz, boşalmış" diyor. Baksi, ayrıca bu aralar bir kitap üzerine çalışıyor. Sayir Uşenê Kalmemî'nin yaşamını yazan Baksi, kitabın kısa bir süre içinde biteceğini söyledi. Baksi'nin kültürel değerlerin korunmasına yönelik çağrıları ise şöyle: "Aynı hataları tekrarlamayalım. Şu an varolanları, ulaştıklarımızı kayıt altına alalım. Bir toplumun dili, kültürü, değeri olmazsa ayakta kalamaz. Özellikle gençler kültürel değerlere sahip çıkmalı."
DENİZ BİLGİN