SİYASET sözcüğünün; en çok bizde kullanılmış olduğunu sanıyorum. O nedenle, sözcük, kentlisine de, köylüsüne de yabancı değil. Ama gelin görün ki, siyaset; bizimkine benzemiyor. BİLİM olarak anlatılıyor. Konusu insandır ve özellikle HAS demokrasilerde itibar sahibidir. Çünkü düşünce zenginliği içerir. “Sosyal Demokrasi” ve “Refah Devleti” kavramlarının anlamlarını bu bilimle sökeriz… Ama ben burada, bu kavramlardan söz etmeyeceğim. “Kendi evimizin önünü süpürmeye” çalışacağım. Yani artık istemlerimiz olmalı. Artık biraz “refah” istemeliyiz. Buna, özellikle, şu iki nedenle hakkımız var:
TUNCELİ/DERSİM; kalkınmışlığın tanımı dışında kalan bir ildir. Doğu’nun benzer illerinden biridir. Bu iller; Beş Yıllık Planlamalar dönemlerinde, kalkınmada “öncelikli” yerler olarak yer alıyorlardı. Ama planlamalardan vazgeçildi. Öylece, öncelik hayal oldu…
Öncelik, “ayrımcılık” gibi görülebilir. Ancak böyle bir görüş bir duyarsızlığı ifade eder. Çünkü büyük Devlet adamı İSMET PAŞA; Doğu için genel, yerine göre özel, planlamalar yapmak gerektiğini söylüyor. Anlatımlarını okuyalım…
Yukarıda “iki” nedenden söz etmiştim. Nedenlerden biri bu: Kalkınmaya muhtacız…
İkinci neden: Acılarımızı unutmak istiyoruz. Her akıl ve merhamet sahibinin söylediğini söylüyoruz: KIRIM gördük…
Bu söylediklerimi çoktan söylemeliydik. Hemen hemen bu güne kadar söylemedik. Para sahiplerinin; ısmarladığı çay veya yerdirdiği yemek veya elimize tutuşturduğu harçlık veya aşiret aidiyeti yetti bize…
Rıza CAN