SES Dersim Şube Başkanı Nurşat Yeşil tarafından yapılan açıklamada sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara dikkat çekildi. “14 Mart’ta artık vaat değil, taleplerimizin acil olarak yerine getirilmesini istiyoruz.” denilen açıklamada bahsedilen talepler sıralandı. Yeşil’in açıklama metni şöyle:
“Sağlık alanında yaşadığımız sorunların artarak devam ettiği, OHAL/KHK uygulamalarının yanı sıra içeride ve dışarıda savaş politikalarının hüküm sürdüğü bir ortamda 14 Mart Sağlık Haftası’na giriyoruz. Yıllardır her 14 Mart’ta sağlık emekçilerinin sorunlarını dile getirdik. Haklılığımız kabul edildi ve taleplerimize uygun düzenlemeler yapılacağına ilişkin sözler verildi. Ancak, bugüne kadar Sağlık Bakanlığı ve hükümet yetkilileri tarafından 14 Mart dönemlerinde verilen sözlerin hiçbiri tutulmamıştır. 14 Mart’ta artık vaat değil, taleplerimizin acil olarak yerine getirilmesini istiyoruz.
1. Sağlık emekçilerinin ücretleri ve emeklilik aylıkları artırılsın...
Mesleği bağımsızlık; insanca yaşayacak çalışma şartları, nitelikli çalışma ihtiyaçlarının dışında düşünülemez. Performansa dayalı ek ödeme sisteminden vaz geçilmeli, emekliliğe yansıyacak, güvenceli, görev tanımına, liyakat ve kariyere uygun bir ücretlendirme politikası izlenmelidir.
2. Yıpranıyoruz, Hakkımızı İstiyoruz…
Ülkemizde sağlık emekçilerinin en az 40 yıldan bu yana dile getirdiği fiili hizmet zammı (yıpranma payı) konusundaki taleplerinin arkasındaki temel gerekçelerden en başta geleni, sağlık hizmeti verilen mekanların, çalışma koşulları ne denli uygun olursa olsun, insan sağlığı yönünden az ya da çok tehlikeler barındırıyor olmasıdır. Buna sağlık hizmetinin kendisinden kaynaklı tehlikeler ve sayısız mesleki riskler eklendiğinde, sağlık emekçilerinin yıllardır fiili hizmet zammından mahrum bırakılarak haksızlığa uğradıkları açıklıkla ortaya çıkmaktadır.
Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak, fiili hizmet süresi zammına ilişkin 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun “Fiili hizmet Süresi Zammı” başlıklı 40. Maddesi’nde değişiklik yapılmasını içeren bir yasa değişikliği önerisini 2014 yılı Aralık ayında hazırlayıp meclise ve kamuoyuna sunduk. Geçmiş hizmet süresini de kapsayan yasa değişikliği önerisi bir an önce yasallaşmalıdır.
3. Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı Yasalaşsın!
Sağlık ve sosyal hizmet alanında şiddet hız kesmeden devam etmektedir. Hükümetin sağlıkta yaşanan tüm sorunların muhatabı olarak sağlık emekçilerini göstermesi ve özelleştirilen sağlık sistemi sağlık emekçileri ile hasta ilişkisinde gerekli olan güven ortamını bozmuştur. En önemlisi de yöneticilerin sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini itibarsızlaştıran söylemleri, kullandıkları dil ve aksayan sistemin tek sorumlusunun sağlık emekçileri olduğu algısının yaratılması şiddet olaylarının ölümle sonuçlanmasına kadar gelmiştir. Sağlık ve sosyal hizmet alanında yaşanan şiddet, diğer çalışma alanlarına göre 16 kat daha fazladır. Hemen her gün bir hekimin, hemşirenin, sağlık emekçisinin tehdit edilmesi, fiziki saldırıya uğramasını, hükümetin yıllardır bütün itirazlara rağmen uyguladığı sağlıkta dönüşüm programından ayrı değerlendirmek mümkün değildir.
Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti artıran unsurlardan birisi de, şiddeti uygulayan kişilerin cezalandırılmayacakları ya da önemsenecek bir yaptırımla karşılaşmayacakları düşüncesidir. Sağlık emekçilerine yönelik şiddete asla hoşgörü gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı düşüncesinin oluşturulması, önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır.
4. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Alanından Güvenlik Soruşturmaları Kaldırılmalı, Güvenlik Soruşturması Nedeniyle Ataması Yapılmayan Sağlık Emekçileri Görevlerine Başlatılmalıdır.
OHAL ile birlikte ilan edilen KHK‘lar eliyle on binlerce sağlık ve sosyal hizmet emekçisi haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilmiş ve güvencesizlik en temel sorunumuz haline gelmiştir. OHAL ile birlikte güvencesizlik en temel sorunumuz haline gelmişken, güvenlik soruşturmaları bu dönem yaşadığımız en temel hukuksuzlukların başında gelmektedir. Ayları bulan soruşturmalarda hiçbir gerekçe gösterilmeden olumsuz yanıtlar verilmektedir. Bu hukuksuz uygulama kişilerin çalışma ve eğitim hakkını elinden alınırken aynı zamanda halkın sağlık hakkıda olumsuz etkilemektedir.
Güvenlik Soruşturmalarıyla İlgili Olarak İvedilikle Yerine Getirilmesi Gereken Taleplerimiz
a.Güvenlik soruşturması devam eden sağlık çalışanlarının bu işlemleri sonlandırılarak atamaları ivedilikle gerçekleştirilmelidir.
b.Güvenlik soruşturması olumsuz olduğu gerekçesiyle ataması yapılmayan sağlık çalışanları, işlemleri geri alınarak ivedilikle görevlerine başlatılmalıdır.
c.Tıpta Uzmanlık Sınavını kazanan, ancak güvenlik soruşturması süren ya da olumsuz gelen hekimler, uzmanlık eğitimlerine başlatılmalıdır.
Tabi taleplerimiz sadece bunlarla sınırlı da değildir;
Çalışma koşullarımızdan, yöneticilerin uyguladığı mobbinge kadar, güvencesiz çalıştırma biçimlerinden ücret eşitsizliğine kadar birçok sorunun yanı sıra OHAL’le demokrasinin askıya alınması ve sonrasında uygulanan savaş politikaları sağlık çalışanlarının geleceğini, toplumun da sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bir kez daha söylüyoruz; savaşa karşı barış ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz.
Bu 14 Mart’ta bir kez da halkın sağlık hakkı, sağlık çalışanlarının geleceği için mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz.
Bu 14 Martta bir kez daha, eşit nitelikli, ulaşılabilir, parasız, anadilde sağlık ve sosyal hizmet talebini yükseltiyoruz"