Sağlık Emekçi Sendikası (SES) Dersim Şubesi tarafından 21 Aralık günü Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapılmak istenmiş, ancak polis Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasını önünde açıklama yapılmasına izin vermemişti. Bunun üzerine SES üyeleri Sanat Sokağı'nda açıklama yapmış, açıklamanın ardından ise Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde 5 sendika üyesinin ataması ilçeye çıkarılmıştı. Bunun üzerine SES Dersim Şubesi Tunceli Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü önünde bir kez daha açıklama yaptı. Polis tarafından kurulan barikatlarla sendika üyelerinin kurum bahçesine girmesine izin verilmedi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
BU HUKUKSUZLUĞA BİR AN ÖNCE SON VERİLSİN
"Açıklamamızın hemen ertesi günü eyleme katılan (3 Psikolog, 1 çocuk eğiticisi) 4 arkadaşımızın naklen tayin şeklinde talepleri olmaksızın yerleri değiştirilmiştir. Bir kaç gün sonra yine eyleme katılan 1 arkadaşımızın (VKHİ) daha talebi olmaksızın yer değişikliği yapılmıştır. Yapılan atamaların ihtiyaca binaen olduğu söylenmiştir. Ancak aynı günlerde ihtiyaç duyulduğu için Pertek ilçesine gönderilen 4 personelin yerine 2 personel Pertek ilçesinden Merkeze çekilmiştir. Ayrıca ihtiyaç olduğu söylenen Pertek ilçesine 2022 yılı içerisinde yapılan yeni atamalardan hiç bir atama veya görevlendirme yapılmamıştır. Yapılan atamalar sendikal eyleme katılan personeli cezalandırmaya yönelik olup, adı sürgündür. Kabul etmiyoruz, ilgili kurumları bu hukuksuzluğa bir an önce son vermeye çağırıyoruz. 21 Aralık eylemimize polis ablukasıyla engel olunmaya çalışılması, hemen akabinde gerçekleştirilen bu sürgünler ve kurum içerisinde artan baskı ve mobbing yaşanan durumun kara bir tablosu, açıklamamızın ise ne kadar haklı ve yerinde olduğunun adeta bir göstergesidir. "
İL MÜDÜRÜ GÖRÜŞME TALEBİNİ REDDETTİ
"21 Aralıkta gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasının ardından gerçekleştirilen Sürgünlere karşı sendikamız bu süreci görüşerek mutabakat ile çözmeye çalışmış, bu doğrultuda sivil toplum kuruluşları ve milletvekilleri çeşitli görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Aynı zamanda kurum il müdürü ile görüşme talep edilmiş , ancak talebimiz reddedilmiştir. Sendikamız bu süreçte yine valilikten randevu istemiş, vali yardımcısı ile görüşülmüş, taleplerimizin vali beye aktarılacağı söylenmiş ancak sendikamıza bir geri dönüş yapılmamıştır.Sendika genel merkezimiz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında personel genel müdürlüğü üzerinden görüşme gerçekleştirmiştir. Genel müdürlük tarafından olumlu bir tutum sergilense de maalesef şu ana kadar olumlu bir geri dönüt alınamamıştır. Gelinen noktada sürgünlerin gerçekleştirildiği tarihten itibaren bir aya yakın bir süre geçmiştir. Maalesef tüm çabalarımıza rağmen olumlu bir sonuç alınamamış, bu açıklamayı yapmak zaruri hale gelmiştir."
TEHDİT ARACI OLARAK KULLANILIYOR
Meşru ve haklı mücadelemizi çeşitli siyasi odaklar üzerinden manipüle etmeye çalışanlar, sadece 5 arkadaşımızı sürgün etmekle kalmamış, kurum içerisindeki baskı ve mobbingin de dozunu her geçen gün artırmıştır. İl müdürünün kendisi tarafından çeşitli zaman ve yerlerde, “Pülümür ilçesine de Sosyal Hizmet Merkezi (SHM) açacağı, basın açıklamasına katılan personelden geri kalanları ve Müdürlüğümüzde çalışan diğer kadrolarda görevli eşlerini buraya yollayacağı” söylenmektedir. Elbette ki ihtiyaç varsa diğer ilçelerde Sosyal Hizmet Merkezi açılmasına ne sendikamız ne de üyelerimiz karşıdır. Ama bu durumun basın açıklamasına katılan arkadaşlarımıza karşı bir tehdit aracı olarak kullanılması, ilçelerin nüfusu ve hizmet ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda hangi amaçla açılmak istendiği anlaşılmaktadır.
İçerideki bu baskıya karşı sessimizi duyuracağımız en temel eylem hakkımız olan, basın açıklamalarımız polis ablukası ile korku ve gözdağı ile engellenmeye çalışılmaktadır. Oysa Anayasanın 34. Maddesinde, herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir, denilir. Diğer uygulamalara bakınca ülkemizde iş yerleri ile alakalı basın açıklamaları ilgili kurumun önünde yapılır ve her hangi bir yasaklama söz konusu değil. Hatta bu konuda OHAL zamanında yapılan yasaklamalardan kaynaklı Batman şubemizin açtığı dava Anayasa mahkemesi tarafından haklı görülüp şubemiz lehine sonuçlanmıştır Bu yasaklamalara dair bölge idare mahkemesi,anayasa mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları bulunmaktadır. Var olan yasaları başta devlet kurumlarının uygulaması gerekirken hukuksuz şekilde önümüze barikatlar kurulmaya çalışılmaktadır. Bir barikat kurulacaksa baskı mobbing sürgün taciz olayları ile adı geçenlere kurulmalıdır.
Zorlu hizmet grupları ile çalışırken idare tarafından üyelerimize uygulanan bu zorbalık ve haksızlıklar, iş yerinde tüm idari amirler tarafından sürdürülen çalışma adaletsizliği çalışan arkadaşlarımızın motivasyonunu düşürüp iş barışını ortadan kaldırmaktadır. Sürgün arkadaşlarımız geri gelene taleplerimiz karşılanana kadar demokratik fiili ve meşru mücadele ile direnmekten bir adım bile geri atmayacağız.
HABER: CANER AKTAN