“Of canım sıkılıyor. Yapacak onca iş olduğu halde hepsini yüzüstü bırakıp çekip gidesim var.” diyen kaç kişiyiz? İç sıkıntısı çok tuhaf bir şeydir. Hem özgürleşmek ister hem de insan arar hâle gelirsiniz. Hiçbir şey çekici gelmez. Heyecan eksikliği ayyuka çıkmıştır. Rutinler düşman gibi gelir.
İnsan özgün ve yaratıcı oluşunu bu iç sıkıntısına borçlu tek türdür. Siz hiç canı sıkılan su kaplumbağası gördünüz mü? Veya sıkıntıdan Ay’a saran Güneş…
Sıkıntı hissinden mi sıkıntı hissinin açacağı zarardan mı korkuyoruz? Mesela sıkıntıdan patlayan yok ama bize hep öyle gelir. Her ikisi de değil. Doğru cevap, sıkıntıyla ilgili düşüncelerimizden ödümüz kopuyor. Sıkıntıya öylece durması için alan açmadığımız için, yanına endişe, buhran, çökkünlük ve tabi depresyon ekleniveriyor. İşte istenen, aslında endişe yaratan tablo tam olarak da bu oluyor. Bizi sıkan şeyin bize zarar vereceğini düşündüğümüzden sıkıntı yaratan ger durumdan yılandan kaçar gibi kaçıyor, kaçınıyoruz.
Hikâyemiz belki de çocuklukta başlıyor. Hatırlar mısınız, ne vakit sıkılacak olsak hazır çözümlerle annemiz tam oracıkta beliriverirdi. Aman sakın çocuk sıkılmasın diye endişelenir, yaratıcı annelikte level atlardı. Bir taraftan da bizdeki kendine yardım becerisi de yerle yeksan olurdu. Ne olacak şimdi, canı sıkılınca sorumlu arayan sorumsuz jenerasyonun ebeveynleri için bilinçli uzun yaşam mı icat edilecek? İşte bu tam bir can sıkıntısı olurdu.
Bu yıl sınırlandırılmış bir hayatın misafiriyiz. Ev sahibi etrafı dağıtmamıza izin vermiyor. Yaratıcı olmaktan başka yolumuz yok. Koca kış camlar, perdeler bile sıkı sıkı kapalı geçti. İş yükümüzde dahil, bizi harekete mecbur eden şeylerin çoğu can sıkıcıydı. Bu kadar durum analizi yeter. Şimdi gelelim çözüm tekliflerine…
Dilerim can sıkıntısıyla kalabilmeyi öğrenebiliriz. Ben yine de size altıya indirgeyerek daha huzurlu içsel deneyim tüyoları hazırladım .
1. Masal okumak, maket yapmak
Yetişkin masalları okuyarak veya özel biyografiler okuyarak farklı dünyalara misafir olmak çok orijinal bir fikir olabilir. Aynı şekilde maket yapmak da beynin mutluluk için ihtiyacı olan odağı yakalamasına hizmet eder. Maketinizi sergilerken kendinizle gurur duymak da cabası…
2. Sezonluk bir diziyi izlemek
Bir şeyler izlerken dikkat odağımız değişir. Zihin öğrenmelere açılır. Özellikle görsel ve işitsel dikkat alanlarımız uyarılır. Fakat izlenecek içerik konusu itibariyle ilginizi çekecek türden olmalı.
3. Evdeki eşyaların yerini değiştirmek
Düzen ve yer değişikliği bize güvenli ve huzurlu bir uyarım gönderir. Farklı bir düzene geçiş bize mutluluk getirir. Ayrıca Alzeimer, Demans gibi korkulu nörolojik hastalıklardan korunmak için de ilaç niyetine bir devinimdir.
4. Dostlarımıza vakit ayırmak.
Yargılanmadığımız, yanında otantik kimliğimizle durabildiğimiz dostlarımız varsa şanslıyız. Onlara vakit ayırıp, bize iyi gelen ortaklıklara zaman açabiliriz. Planı kimin yaptığı önemli değil. Uyum sağlayalım yeterli.
5. Çocuklarla oyun oynamak
Bu kesinlikle iyi bir fikir. Çocukla çocuk olmak insanı fıtri bir düzenlemeye davet eder. Hepimiz içimizdeki çocuğu oyunla sakinleştirebiliriz. Bu bazen evcilik, bazen kutu oyunları veya evi süsleme olabilir. Yetişkinlik yorucudur. Çocuklarla çocukluğunuza sığının derim.
6. Sadeleşmek
Detaylar güzeldir ancak bir kompozisyona hizmet etmiyorsa insanın içini sıkar, yükünü çoğaltır. Kontrol etme güçlüğü getirir. Her gün koyacağınız minik sadeleşme hedeflerinizle rahatlayacaksınız. Kullanılmayan eşyaların yaydığı negatif enerji yükünü yabana atmayın.