KORONAVİRÜS denilen afat/afet, neredeyse, ortalığı “kulsuz” etti. Zaten toplumumuz, büyük ölçüde sessizdi. Çünkü iktidar kendisini “Devlet baba” yerine koyup, sessiz durun diyordu…
Artık daha sessiz yaşanıyor. Herkes eve tıkılmış durumda. Tabii, “can sıkıntısı” yaşanıyor. O nedenle biraz “romantik” yaşamın zamanı. Yazarlar gibi… şairler gibi…
Örneğin;
Gökyüzü, düşündüren ve duygulandıran Çoban Çeşmesi gibidir…
Rahmetli Çetin Altan’ın yazıları, coşku ve renk şiirleridir. BİR AVUÇ GÖKYÜZÜ adında romanı var.
Rahmetlinin neden bu adı seçtiğini tahmin etmek zor değil… Bazı yerlerdeki bazı kişilerin durumlarını çağrıştırmıyor mu? Onlar da gökyüzünü özlüyorlardır…
Evet; kuşlar da var. Martılar… güvercinler… saksağanlar… serçeler ve kuğular…
Onların yerdeki halleriyle, rüzgarlı günlerdeki telaşları insanı sıkıntılardan koparmaz mı?..
Yakup Kadri’nin Yaban’ının kahramanı Ahmet Celal, hüznünü anlatırken; bir kuşun uçuşunu görememekten boşuna mı yakınır?..
Gene evet; ağaçlar çiçeklenmeye başladı. Siz evdekilere gülücükler gönderiyorlar… Öpücükler gönderiyorlar…
Türküleriniz var: “Ağlama bu da gelir, bu da geçer…” demiş ozan…
Şiirleriniz var: “Aldırma gönül aldırma…” demiş yazar/şair…