İlçedeki 'fişleme skandalı'nın hemen ardından intihar haberi gelen Hozat Emniyet Amiri Çağlar Şan'ın ailesi ve yakınları intihara inanmıyor.
Geçen hafta ‘fişleme skandalı’yla gündeme gelen Tunceli’nin Hozat ilçesinde, fişleme iddiaları sıcaklığını korurken intihar eden İlçe Emniyet Müdürü Çağlar Şan’ın ölümü üzerindeki sır perdesi kalkmıyor. Şan’ın ailesi ve mesai arkadaşları intihar etmiş olabileceğine ihtimal vermiyor. Radikal’e açıklamalarda bulunan Şan’ın kayınvalidesi Ayşe Türkün, fişleme skandalını soruşturan müfettişleri suçlayarak, olayın tam olarak soruşturulması için hukuki süreç başlatacaklarını söyledi. İntiharından önce bıraktığı iddia edilen, “Annemi, babamı, eşimi, kızımı ve kardeşimi çok seviyorum. Bugüne kadar onurlu bir meslek hayatım oldu. Ben bunları ve yaşananları hak etmedim. Buna mecburum” notundaki el yazısının Şan’a ait olup olmadığının belirlenmesi için ise Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak incelemenin sonucu bekleniyor.
Ailesi intihara inanmıyor
Bir süre önce fişleme skandalına sahne olan Hozat’ın Emniyet Amiri Çağlar Şan, cumartesi günü intihar ederek hayatına son verdi. Bıraktığı notta, “Yaşananları hak etmedim. Buna mecburum” yazdığı ileri sürülen Şan’ın, yakın çevresine “Üzerime çok geliyorlar” dediği de iddialar arasında. Daha önce İstanbul Bakırköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde çalışan Şan’ın mesai arkadaşları, ağız birliği etmişçesine, “Ailesine bağlıydı. Çok neşeli ve sürekli espri yapan bir insandı. 14 yaşındaki kızı Yağmur’u ve Emniyet Amiri eşi Aslı Türkün Şan’ı yüzüstü bırakacak bir kişi değildi. İntihar etmiş olamaz” diyor.
Şark hizmetine atanması usulsüz müydü?
Şan’ın intihar etmiş olabileceğine ailesi de şiddetle karşı çıkıyor. Çağlar Şan’ın Bahçelievler Trafik Şube’de Emniyet Amiri olarak çalışan eşi Aslı Türkün Şan’ın, yakın çevresine, “İdare mahkemesine açtığı davayı kazanmıştı. Hemen dönecekti, fakat fişleme skandalından dolayı biraz daha kalmasını istediler. 15 Aralık’ta İstanbul’da olacaktı. Fişlemenin üzerine kalabileceğinden korkuyordu. Ben de kendisine ‘Sana iş mi yok? Gel İstanbul’da dükkân açarız’ dedim. İntihar etmiş olamaz; kızını, beni bırakmazdı” dediği öğrenildi.
1999’da polis olan Çağlar Şan, 2012 Haziran döneminde İstanbul Ataköy Polis Merkezi Amirliği’nden Hozat’a gönderildi. Aslında bu tayinin yapılmaması gerekiyordu. Çünkü Şan’ın eşi de bir polisti ve aynı zamanda şehit bir polisin kızıydı. Bahçelievler İlçe Trafik Amirliği görevini yürüten Aslı Şan, şehit kızı olduğu için kanun gereği şark hizmeti yapmıyor, rotasyon adı altında eşler birlikte tayin edildiğinden Çağlar Şan’ın da şark hizmetine gitmesi gerekmiyordu.
Buna rağmen tayini çıkan Şan, daha önce Hakkâri’de bir polis memurunun yaptığı başvuruyu örnek alarak Hozat’a atanmasına karşı dava açtı ve kazandı.
‘Ne olduysa orada oldu’
Kayınvalide Ayşe Türkün, damadının davayı kazandığını ve 12 Kasım’da işbaşı yapması gerektiğini belirterek, “Oğlumuzun sicili tertemizdi. Evinde huzursuzluğu, para sıkıntısı yoktu. Hakkında hiçbir soru işareti yok. Temiz bir sicille gönderdik buradan çocuğumuzu. Kasım 12’de geri dönmesi gerekirken göndermediler. Ne olduysa orada oldu. Biz de bunun aydınlanmasını istiyoruz” diye konuştu.
Konuyla ilgili hukuki süreç başlatacaklarını belirten Türkün, “Biz davamızı güdeceğiz. Oradaki kişiler veya fişleme olayı veya müfettişler hakkında ne olduğunu bilmek istiyoruz. Üç ayda ne oldu? 15 gün Antalya’da kurstaydı, 25 gün de izin kullandı. Geriye kalan bir buçuk ayda ne oldu? O müfettişler oğlumuza ne sordu, ne yaptı, öğrenmek istiyoruz” dedi.
Ne Tunceli İl ne de Hozat İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden kendilerine herhangi bir bilgi verildiğini söyleyen Türkün, “Bir çelenk gönderdiler yalnız; onu da parçalayıp attım. Orada ne ördüler bizim çocuğumuzun başına. Çicekleri lazım değil. Mantığınız alıyor mu hiç arayıp sormamalarını” diye sordu.
