• BIST 9289.36
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 14 °C
  • Ankara 17 °C
  • Tunceli 12 °C

Şirketlerin Politik Aşkları ve Hormonlu Performansları

RIFAT KAMAŞAK

Politik ilişkilere dayalı iş yapmak özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülke (emerging markets) firmalarınca oldukça rağbet görüyor. Aslında yönetim literatüründe şirketlerin devlet, politikacılar, bürokratlar ve yerel yönetimler ile arasındaki ilişkileri ele alan bir konu var: Kurumsal Politik Faaliyetler (Corporate Political Activities).

Şirketlerin dönem dönem seçimlerde iktidara gelmesini istediği parti ya da liderleri desteklemesi, lobi faaliyetlerinde bulunması, seçim ya da tanıtım kampanyalarına finansal yardımlarda bulunması, iktidarı başarılı göstermek amacı ile elindeki kaynakları kullanması ve bürokratları yönetim kurullarına alması gibi aktiviteleri içeren kurumsal politik faaliyetler yönetim araştırmalarında oldukça tartışılan konulardan bir tanesi.

Yapılan araştırmalar, iktidar partileri ve onlara bağlı politikacı ya da bürokratlar ile yakın ilişkilerde olan şirketlerin daha yüksek miktarlarda kamu ihalesi aldıklarını, diğer şirketlere oranla daha fazla vergi avantajından faydalandıklarını ve daha az vergi ödediklerini, borç yapılandırmalarını daha uzun vadelere yayabildiklerini, kamu kaynaklarına daha hızlı ulaşabildiklerini, lisans ve izinleri daha hızlı çıkartabildiklerini ve özelleştirme ihalelerine daha düşük bedeller ile girebildiklerini gösteriyor.

Veee bu ilişkilerin yarattığı avantajların etkisi ile kısa-orta vadede hiç de fena sayılmayacak hormonlu bir karlılık yakalıyorlar. Ancak bu performans uzun vadede asla sürdürülebilir olmuyor ve rakamlar birden olumsuz anlamda mutasyona uğrarken şirketler iflasa doğru bile sürüklenebiliyorlar. Politik ilişki temelli iş yapan şirketlerin finansal performans eğrilerine bakıldığında orta ve uzun vadede ters U şeklinde bir seyir izleyebildiğini görebiliyoruz.

Bu eğri neden mi böyle? İşte şirketlerin politik ilişkiler ile “iş bitirmeye alışmamaları” için 8 önemli sebep:

1- Evrensel değerleri temel alan ahlaki yapının gelişmediği ülkelerde bu romantik ilişkinin boyutu birdenbire rüşvet ve yolsuzluğa dönüşürken, şirketlerin iş alabilmek için kasalarından giderek daha fazla “bahşiş” vermeleri gerekebiliyor.

2- Paydaşlar (stakeholders) nezdinde giderek iktidara yakın “yandaş” izlenimi ile şirketin kurumsal imajları zedeleniyor. Halbuki kurumsal imaj işletmelere rekabet avantajı sağlayan çok önemli bir değer.

3- Bozulmuş kurumsal imaj şirkete müşteri kaybettirdiği gibi yeni iş ilişkileri kuramamaya da sebebiyet verebiliyor.

4- Şirket çalışanlarının kurumları hakkında sahip oldukları hisler negatife dönüşüyor ve iş performansları kötü yönde etkileniyor, verimlilik azalıyor.

5- Yeni mezun gençler bu şirketlerde çalışmayı tercih etmiyor ve bu tür şirketler nitelikli insan kaynağına erişemiyor.

6-  Bu tür şirketler politik ilişkilerine göbekten bağlı olduğu ve biat ile hareket

ettikleri için kendi yönetim mekanizmalarını ve yönetim kurullarınızı oluşturamıyor, stratejik kararlarını kendileri alamıyorlar. Kamu mantığı ile hareket eden “hatırlı” kişileri yönetim kurullarına almak, onların istedikleri

stratejileri uygulamak ve irrasyonel verimsiz kararlara imza atmak durumunda kalabiliyorlar.

7- Emek sarf etmeden iş almaya alışan bu tür şirketler rekabetin yoğun olduğu uluslararası arenalarda geçerli olan inovasyon, yaratıcılık, yüksek teknoloji ile üretim, marka bilinirliği gibi yetenekler geliştiremiyorlar ve “kerameti kendinden menkul” özellikleri ile yerelde kalmaya mahkum oluyorlar.

8-  Ve belki de en önemlisi, bu tür şirketler yandaş olarak göründükleri siyasi güç değiştiğinde yeni gelen siyasi güç ilk olarak bu şirketleri hedef alabiliyor. Bu durum gelişmekte olan ülkelerde daha da patolojik bir seyir gösterebiliyor.

Endonezya’da Suharto rejimi, buna çok iyi bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Bu etkilerin hepsi göz önüne alındığında şirketlerin kısa vadede yakaladıkları hormonlu performansın uzun vadede sürdürülebilir olmadığını görebiliyoruz.

Bu yazı toplam 27645 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim