• BIST 9161.85
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C
  • Tunceli 10 °C

Siyasette Yeni Gelişmeler Üzerine Bir Değerlendirme..!

Sabit MENTEŞE

 

Seçim sonrası siyasal tablo Türkiye demokrasisi yönünden umut verir olmuştur. Devletin Kürt sorununu Dolmabahçe Sarayında görüşür olması önemlidir. Ayrıca sorun, 7 Haziran seçimi öncesi, İmralı ve Kandille görüşmelere ek;  giderek çok daha değişik ve yeni kişi ve kurumlarla görüşülür olmuş. Çözümün asıl yeri olan Meclise kadar gelebilmenin tüm koşulları oluşmuştu. Ancak bazıları yönünden bu durum hazmedilir görülmemiş olmalı ki, derin refleksler devreye sokularak tüm beklentiler alt üst edilmiştir. Şahsen seçim öncesi ve sonrası değerlendirmelerimde Türkiye’de gelinen noktada bu gün yaşananlara dair bir öngörüm olmadı. Ancak şöyle bir öngörüm olmuştur: AKP sınıfsal ve ideolojik yapısı gereği, istese de Kürt ve benzeri etnik ve inançsal sorunların çözümünün adresi  bir siyasi parti değildir. AKP Kürt sorununu Kürtlerin kimlik, kültür ve en önemlisi ise siyasal ve yönetsel sorunları olarak görmemekte; Kürt sorunuyla, Kürtlerin dinsel ve inançsal bazda sorunları olduğuna, çözümünün ise İslam kardeşliğinin Sünni ekseni üzerinden olabileceğine işaret etmektedir.

Yeni Osmanlıcılık Post Modern Türkiye ile çatışmasında AKP’nin durduğu yer ve yapmak istediği net bir şekilde görülmektedir. İslam Dünyası’na sahip çıkmak elbette ki yanlış değil. Ancak üzerine hükümran ve ideolojik yaklaşmak, ateşin üzerine körükle gitmek, Sünni İslam eksenli, böylece, eski Osmanlı yaklaşımıyla Suriye ..vb. neredeyse tüm komşu ülkelerle sorunlu olmaya yönelmek, bu durum Müslüman halkı korumak bir yana, esasında Türkiye’nin Ortadoğu’nun ateş çemberi içerisine girmesi anlamına gelir ki;  bu küresel güçlerin İslam dünyası yönünden Türkiye’ye biçtikleri rolün de yavaş yavaş yerine getirileceği/getirildiği anlamına gelir ve gelmektedir de. Tehlikelidir ve maliyeti yüksektir. Nitekim daha önceki bazı yazılarımda Kürt sorunun Türkiye’nin böylece iç sorunu, hatta bölgenin sorunu olmaktan uluslararası bir sorunu halene geldiğini söylemiş; kendi Kürtleriyle sorunu çözecek bir maliyet, küresel güçlerin devreye girmesiyle büyüyeceğini belirtmeye çalışmıştım. Küresel güçlerin bölge üzerine politikaları çok kapsamlı ve entegre bir poroje kapsamında yürütülmekte olduğu, ikinci ve üçüncü ülkelerin istikrarsızlığı üzerine yerelde sömürü ve varlık düzenlerini sürdürmeye çalıştıkları görülmelidir.

CHP’nin kendi tabanı dâhil, Türkiye ve dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalması da sorunların çözümünü zorlaştıran önemli bir faktördür. Durum böyle olunca halkın yeni siyasal yönelimini iyi görmek ve değerlendirmek gerekir. Bu nedenle HDP gelişmeleri çok iyi okuyarak, gelişmelerin gerisinde kalmamalıdır. Türkiye’nin ana sorunlarına yönelmeli ve her şeyi kimlik eksenli mücadeleye indirgememelidir. Kürt vb. sorunlar, demokrasi, insan hakları, eğitim, sağlık, çalışanların durumu ve işsizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, uluslar arası  ilişkiler, ülke kaynaklarının kullanımı, bölgedeki gelişmeler, AB sorunu..vs. bu ve benzer sorunlar birlikte ve eş zamanlı işlenmelidir.

7 Haziran seçimleri sonrası beklenen gelişmeler umut vericiydi demiştim.  Nitekim HDP ve siyasi önderliği önemli derecede her kesimin sempati ve güvenini kazanmış. Öyle ki verilen bu güven,  genel seçimlerde zıddı bir siyasi parti tabanından kaymaya neden olabilmiştir. Seçmen davranışındaki bu değişim siyasi anlamda önemli bir gelişmedir. Aynı zamanda bu durum, klasik seçmen anlayışından sorgulayan seçmen anlayışına doğru bir gidişin de önemli bir göstergesidir.

Bir diğer noktaya daha dikkat çekmek istiyorum: O da Dersim’in yeni siyasal gelişmelerle eş zamanlı yaşadıkları ve kendisine yaşatılmak istenenlerdir. Savaşın en mağduru illerinden biridir, Dersim.  Orman kaynakları bakımından Türkiye’nin istisnai yerlerinden biridir. İklimsel özellikleri gereği ve ebetteki diğer malum nedenlerden orman yangınlarının çıkma riski yüksektir.. Buna karşılık ortada yangına karşı alınmış bir önlem görünmemekte. Orman işletmenin elinde çalışan işçi ve araç neredeyse yok denecek kadar az. En önemlisi ise yangın söndürücü bir helikopterin olmamasıdır.

Gelişmeler Dersimi tüm varlıklarıyla çağın gerilerine bir kez daha atmaya yönelik olduğunu gösteriyor. Yasaklı bölgeler yangın alanına dönüşmüş. Birileri yangını söndürmeye gönderilen araçları hangi mantıkla yakıyor açıklaması ne kadar zor ise, devletin bunu fırsata dönüştürerek, büyümesine seyirci kalması da, açıklanması o kadar zor ve karışıktır.  Diğer bir değişle iki yanlış bir doğru etmez. Kendisini toparlamaya başlamış ve yerelde kalkınma sorunlarını masaya yatırmış, TEOG ve LYS’de derece yapmış, umutlar önemli derecede yeşermiş, geriye dönüşler karşılık bulmuş, yapılaşma tüm hızıyla ilerliyor ve yeni yatırım paketleri gündeme gelmiş iken; Dersim’e ve Dersimlilere yeniden yol görünmesi, gerçekten üzücü. Ormanlar yanıyor, köyler huzursuz, davar-doluk  sahipleri şaşkın, arıcılar ne yapacağını şaşırmış..kamu çalışanları tedirgin..hizmet sektörü uçurumdan aşağı gitmiş. Ulaşım felç. Yine de her şeyin hayırlısı. Diyerek..

Halk olarak bu savaşın nedenleriyle birlikte ortadan kalkmasını istiyoruz.

Her çaba  Güzel, yaşanabilir, ileri ve çağdaş bir Türkiye’ye için diyor ve ....

Dersim yanıyor, yazıktır-günahtır. Yapmayın..

Herkese ve her kesime güzellikler dileklerimle..

Bu yazı toplam 75385 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar
    Yazarın Diğer Yazıları
    Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
    Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim