Sanayi devriminden önce mevsimler kendi doğal döngüsünde yaşanıyordu. İklimsel değişiklikler doğal nedenlerden kaynaklanıyordu. Sanayi devriminden sonra insanoğlu doğanın doğal döngüsüne müdahale eder hale geldi. Özellikle son 50 yıl dünyada küresel ısınmanın en üst düzeye çıktığı dönem olarak kabul görüyor. İnsanoğlunun doğada var olma mücadelesi ve kendi rahatlığı için gerçekleştirdiği faaliyetler dünyada var olan tüm doğal kaynakları hızla tüketmektedir. Dünya’da doğal döngüye İnsan dışında zarar veren başka da hiçbir varlık bulunmamaktadır. 2013 Eylül ayında Birleşmiş Milletler’e bağlı ülkeler tarafından İsveç'in Başkenti Stockholm'de gerçekleştirilen Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli sonuç raporu insan kaynaklı faaliyetlerinin doğaya verdiği zararın boyutunu ortaya koyar nitelikte. Raporda da açıklandığı üzere 2014 yılı son 100 yılın en sıcak yılı olarak kayıtlara geçecektir. Sonrası için gerekli çabalar harcanmazsa daha da kötü yıllar yaşanacaktır. Rapora göre 2100 yılına kadar gerçekleşmesi muhtemel olan gelişmeler ise tam bir felaket senaryosu.
Dünya üzerinde yaşanan savaşlar sonucu ortaya çıkan enerji, arazi kullanımları ve ormanların yok edilmesi, barajlar, nükleer santraller, fosil yakıtların tüketilmesi, sanayileşmeye bağlı olarak ortaya çıkan çevre ve hava kirliliği, yine ozon tabakasına ciddi boyutlarda zarar veren insan faaliyetleri sonucu ortaya çıkan sera gazları küresel ısınma ve iklimsel değişikliklere neden olan etkenlerin başını çekiyor. Günümüzde ortaya çıkan tüm olumsuzlukların yüzde 95’i artık insan kaynaklı. Dünyayı sona getiren bu olumsuzlukların insan kaynaklı olunduğu bilinmesine rağmen mevcut haliyle küresel ısınmamın önüne geçmek için harcanan çabalar dünyanın geleceğini kurtarmaya yetmeyecektir. Beklenen en büyük sıkıntılar ise susuzluk, kuraklık, hastalıklar ve en önemlilerinden biri de gıda sıkıntısı.
2013 yazında neredeyse hiç yağış gerçekleşmedi. Olağan olmayan bir kış mevsimini ise geride bırakmak üzereyiz. Kar yağışı yok denecek kadar az. Mevsimsel değişikliklerin yaratacağı olumsuzluklardan tüm Anadolu coğrafyası nasibini alacağı gibi Dersim coğrafyasında da kendini ciddi şekilde hissettirecektir. Tarım ürünlerinde bundan sonra yağış gerçekleşse bile en az yüzde 50 bir düşüş yaşanacağı biliniyor. Tahıl ürünlerinde stoklar yok denecek kadar az. Yani küresel ısınmanın yaratacağı dünya geneli küresel su ve gıda krizi bekliyor bizi. Ortaya çıkabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmada fayda var.
Haydar ÇETİNKAYA
Dersim Doğa Koruma Gönüllüsü 
