‘’GİBİ’’ dizisini izlemeyen kaldı mı? İzlemediyseniz de sosyal medyada capslerine rastlamış olmanız muhtemel. Onlarca dizi içinde fark atan ve kendine özgü replikleriyle çok sevilen dizi hakkında psikolojik açılımlar yapacağım ve şaşıracaksınız.
Dizide herkes olmak istediği kişi ve herkes olduğu kendinden memnun.
Büyük iddialar yok. Her karakter absürt sınırlarda doğal ve ortalama sosyal zekaya sahip. Bunu küfür yerine geçebilecek kelime sayısının azlığından ve neredeyse refleks sayılabilecek davranışların fazlalığından anlıyoruz. Ve tabi olayların etkisinin ışık hızında geride kalışından… Kısacası dizi anlardan toplama bir kurgudan oluşuyor ve haliyle bağlam çok yüzeysel. Üzerinde düşünmemiz gerekmiyor. Böylece zorlayıcı duygularla aramıza mesafe giriyor. Konuya buradan bakarsak diziye kapılmak bir kaçınma, fakat eğlendiren bir aktivite seçimi olarak bakıldığında da bir değeri besliyor diyebiliriz. Eğlenceyle arası açılmış suratı beş karış bir toplum olmaya doğru gittiğimizin farkında olanlar için dizi çok eğlenceli.
Dizide toplumsal normların bazıları fazlaca önemsenmiş.
Yaşlıların yıkanması veya spora verilen önem gibi… Kimsenin birbirine kıyası yok. Komikse gülünüyor, istenmeyen durumlara tepkiler ani ve çıplak. Neyse o yani. Diziyi izlerken düşünmeden konuşma sahneleri oldukça komik ve dizideki en seksi şey bence bu refleksif davranışlar.
Dizide kimse kimseye dönüşme telaşında değil. Düşünsenize sert eleştiriliyor olsanız bile bir arada durabilmeye yetecek kadar güçlü bağlarınız var. Gerçek şu ki, eleştiriye odaklanmamak için çok zeki olmamak ya da zihnin oyunlarını görebilmek kadar zeki olmak gerekiyor.
Dizide normalin bir tarifi yok. Absürt komedide tam böyle bir yerden halkın kalbine ulaşıyor.
Herkesin akıl dağıttığı repliklerin aksine, bakın böyle olunlar, sakın böyle olmayınların olmadığı doğal bir habitatı var. Karakterler sorgu dışı kurgulandığı için kendinden emin. Dizide gerilim yok, şüphe yok, çözümsüzlük yok. Merak var, dürtüsel kararlar var ve kırılganlığa karşı esnek bozulmayan beraberlik var.
Hayatın içinden hepimizin yaşayabileceği ince detaylarla oluşturulmuş senaryosuyla 3. sezona kadar epeyce kabul aldı.
Dizide adeta herkes kendini oynuyor. Vatka bölümünü tekrar tekrar izledim. Vatkalı ceket bir sosyal intihardır :) Bu bölümde toplumda ayrıksı duranlara toplumun sosyal bedel olarak bilinçli yalnızlaştırmayı nasıl reva gördüğü oldukça güldürerek vurgulanmış.
Psikolojik olarak esnekliğe, anlayışa, olduğu kadarına, yeniden denemeye ve en önemlisi gülerken suçlu hissetmemeye ihtiyacımız var. Dizi de vurgulanan arkadaşlık teması hayat yalnız yaşamak ve kusur peşinde koşmak için çok kısa dedirtiyor.