Köylüler Başkan Maçoğlu'na 6 soru yöneltti ve bu sorunların cevaplanmasını istedi.
Aralarında Tunceli Belediyesi, Nazımiye Belediyesi, Ovacık Belediyesi, Mazgirt Belediyesi ve Pülümür Belediyesinin de olduğu DER-KAB (Dersim Katı Atık Birliği) tarafından Sütlüce bölgesinde hayata geçirilmek istenen çöp tesisine (Entegre Katı Atık Yönetimi Tesisi) ilişkin kamuoyunda tartışmalar devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Dersim Belediyesinin internet sitesinden söz konusu projenin 2022 yatırım programında dahil edildiği duyurulmuştu. Bu kez konuya ilişkin köylülerden bir açıklama geldi. Bölgede yaşayan köylüler Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu'na açık mektup yazdı.
Köylüler Başkan Maçoğlu'na 6 soru yöneltti ve bu sorunların cevaplanmasını istedi.
İşte o mektup... Köylülerden Başkan Fatih Mehmet Maçoğlu'na Açık Mektup Sütlüce bölgesi köylüleri olarak köylerimizi, doğamızı, ormanlarımızı ve de geleceğimizi koruma adına yürüttüğümüz haklı, meşru, yasal, onurlu mücadelemizde önemli bir dönemece gelmiş bulunmaktayız. İdari yargının görevlendirmiş olduğu uzman bilirkişi heyeti yaptığı incelemeleri tamamlayıp mahkemeye sunulmak üzere raporunu hazırladı.
Bilirkişi raporu ile Çed raporunda yer alan "bölgede endemik tür bulunmamaktadır" tezi çürütülmüş, bölgeye özgü ve de endemik özelliği bulunan 9 bitki türü tespit edilmiş ve bölgenin yoğun flora yapısına dikkat çekilmiştir. Bilirkişi raporu, yabani fauna (hayvan) varlığının bulunması nedeniyle projenin ilgili alanda uygulanmasının sakıncalı olduğunu belirtmiştir. Bilirkişi raporu, çöp tesisinin yayacağı kokunun, yakınındaki yerleşimleri olumsuz etkileyeceğini ve halk sağlığı sorununa yol açacağını tespit etmiş ve bu tespit rapora girmiştir. Tarım ve hayvancılığın verimini kaybetmesi, yörede yaşayan halkın hayat kalitesinin düşmesi ve sonucunda oluşabilecek göç riski gibi sosyo-ekonomik nitelikli tehlikelere raporda yer verilmiştir.
Projenin, etkileşim alanındaki insan, hayvan ,bitki ve sucul ekosistemi olumsuz etkileyeceği raporda anlatılmıştır. Projenin bölgede telafisi imkansız çevresel tahribata yol açacağı, projenin yer seçiminin sakıncalı olduğu, projenin bölgedeki endemik yapıyı ve ekolojik dengeyi yok edeceği, flora ve fauna çeşitliliğinin korunması için gereken önlemlerin alınmadığı ya yetersiz olduğu raporda anlatılmıştır. Çevrenin zarar görmesini engelleyecek tüm önlemlerin alınmadığı, alınan önlemlerin ise ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeyde olmadığı, su kaynaklarını kirletme potansiyeli olması yönüyle projenin bölgede uygulanmasının çok sakıncalı olabileceği, projenin ÇED olumlu kararının kamu yararı açısından olumlu olmadığı raporda anlatılmıştır.
Belediyenizin ifade ettiği gibi bölgede 7500 ya da ÇED raporunda yazıldığı gibi 2475 ağaç değil; 55 bin ağaç olduğu ispatlanmıştır. Proje sahasının teknik, fen, bilimsel ve hukuki açıdan orman olduğu ve 54 bin 900 adet genç meşe fidanı ve ardıç ağacı bulunduğu bilirkişi raporu ile tescillenmiştir. Yapılacak olan yol da dahil edildiğinde toplam 60 bin ağacın yok edilme tehlikesi altında olduğu görülmüştür. Özcesi; bilimsel, ekolojik ve hukuksal anlamda projenin bölgede uygulanması sakıncalı bulunmuştur. Sayın Maçoğlu, 24 Ağustos 2019 yılında Kaz Dağlarında şunları demiştiniz: "Burada kesilen her ağacın gelecekteki çocuklarımızın, torunlarımızın aslında yaşamına gasp olarak görmek lazım."
SORU 1: Kaz Dağlarında gösterdiğiniz doğadan, ağaçtan yana tavrı kendi memleketinizdeki 55 bin ağaçtan neden esirgiyorsunuz? "Bizim dışımızdaki canlıların yaşam alanı söz konusu. Akciğerlerimizi yok ediyorlar.Nefes alamaz hale getiriyorlar."
SORU 2: Kaz Dağlarındaki ağaçlar akciğerlerimiz ise Sütlüce'de proje nedeniyle kesilecek olan 55 bin ağaç ne oluyor? 16 Mart 2021'de proje hakkında yapmış olduğunuz röportajda "Detaylı konuşamıyorum, konu ile ilgili bilimsel bir bilgim yok" demiştiniz.
SORU 3: Proje ile ilgili bilimsel rapor bilirkişi heyeti tarafından hazırlandı ve raporda bilimsel, ekolojik ve hukuksal anlamda projenin bölgede uygulanması sakınca bulundu. Bu bilimsel raporu görmezden mi geleceksiniz?
SORU 4: "Bir bölgedeki bir projeyi bütün şehirdeki insanlara soruyoruz" demiştiniz. Çöp santrali ya da katı atık tesisi, üzerinde tek ağacın bulunmadığı,arazi niteliği orman olmayan,köylerden uzak ,tarım ve hayvancılığın,arıcılığın yapılmadığı, su kaynaklarından uzak ,doğaya minimum etkilerin olacağı kıraç,çorak arazilerde mi yapılmalı;YA DA üstünde 55 bin meşe ve ardıç ağacının olduğu,yabani fauna ve floranın yoğun bulunduğu,köylere ve şehir merkezine çok yakın mesafede,endemik bitki türlerinin bulunduğu,arıcılık,tarım ve hayvancılık yapılan bölgeye çok yakın olan,su kaynaklarına çok yakın olan,bölgede yapılması bilirkişi raporu ile de sakıncalı görülmüş Sütlüce ormanları yok edilerek mi yapılmalı? Soruyu bu şekilde, kapsayıcı bir şekilde öncelikle yöre halkına sonra da bütün şehirdeki insanlara sordunuz mu ya da sorabilecek misiniz?
SORU 5: Dava dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda dava konusu projenin gerçekleştirilmesi halinde 54.900 meşe ve ardıç ağacının kesileceği ve bu ağaçların yok edileceği ve özellikle ardıç ağaçlarının yasal mevzuat uyarınca koruma altında olması gereken türlerden olduğu; Orman Genel Müdürlüğü'nce 13.06.1996 tarihinde yayınlanan 5010 sayılı tamim ile ardıç ağacının gerek biyolojisi, gerek ekolojisi ve gerekse silvikültürü nedeniyle ardıç ormanlarının geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve verimli ormanlar haline dönüştürülmesine ve her türlü kesimin yasaklanmasına karar verildiği göz önüne alınırsa bu aynı zamanda bir çevre suçu,doğa katliamı ve de kamu zararı olmayacak mı?
SORU 6: 31 Mart 2019 seçim broşüründe halka rağmen karar almayacağız demiştiniz, Sütlüce bölgesinde yaşayan insanları halktan saymıyor musunuz?
Caner Aktan/Kenan Korkmaz