Başlarında yüzlerini güneşten koruyan şapkaları, yazmaları ellerinde tırmıkları ile biçilmiş otları toplayan kadınlar, Çukurova’dan, Güneydoğu’dan görüntüler gibiydi. Gördüklerim beni çok sevindirmişti. Uzun yıllardı buna benzer görüntüleri tarlalarda, tarım alanlarında görememiştik. Boşalan köyler, göçler tarım alanlarını insansızlaştırmış. Tarımı hayvancılığı adeta öldürmüştü.
Ellerinde tırmıkla ot toplayan kadınlar, hayvancılık yapan bir ailenin kadınları veya işçileri olmalıydı. Biraz ötede ot biçen, ot biçme makinesinin arkasındaki leylek otların arasından çıkan böcekleri uzun gagası ile kapmak için koşturuyordu.
Onlarca yıldır süren çatışmalı ortam Doğu Anadolu’da, Güney Doğu Anadolu’ da tarımı ve hayvancılığı adeta bitirmişti. Devlet, köye dönüşleri teşvik etmek için, teşvik edici destekleyici tedbirler alırken tarımı ve hayvancılığı da geliştirmek için teşvik edici, destekleyici tedbirler almış. Hayvancılık yapmak isteyenlere, tarım alanları kurmak isteyenlere faizsiz, düşük faizli uzun vadeli destek kredileri sağlamıştı.
İl Tarım Müdürlüğümüz, son birkaç yıldır yoğun çalışmalar içinde olmuş. Hayvancılığı geliştirmek için hayvan besicilerine, sağladığı kredilerle getirttiği cins besili hayvanlarla, hayvan besicilerine destek olmuş. Çok sayıda hayvan besicisinin, besicilik yapmasını sağlamıştı.
Besicilik yapan çiftçinin ürünlerinin değerlendirmesi için süt işleme tesisi kurmak isteyen girişimcilere, sağladığı kredilerle destek olmuş. Besicilerin ürünlerini satın alıp değerlendiren, Pertek Süt İşleme Tesislerinin kurulmasını sağlamıştı.
Bağ bahçe kurmak isteyenlere, büyük ölçüde destek olmuş. Sağladığı destek kredileriyle, meyve fideleri ile çok sayıda çiftçimizi, bağ, bahçe, sahibi yapmıştı. Kurulan her türlü meyve, ceviz bahçeleri, yeterli olmasa da gelecekten yana bizi umutlandırmıştı.
+ + +
ORMANLARIMIZIN DÜŞMANI TIRTILLARA KARŞI
Pertek İlçemizde çevresi meşe ormanları ile kaplı bir köyden bir arkadaş, ‘Tırtıl meşe ormanlarımızı öyle bir yemiş ki, sanki hiç yaprak açmamışlar, gibi çırıl çıplak.’ demişti. Çokça insandan ona benzer aynı şikâyetleri duymuştum. Keçi besleyen bir orman köylüsü de, kışın keçilerine verecekleri meşe yaprağı bulamayacaklarından endişeliydi.
Kene ısırığından hastaneye yatan asker, kenelerin dış güçler tarafından kasıtlı bir şekilde atıldığını iddia etmişti. Meşeleri yiyen tırtıllarında, terörle mücadele kapsamında ormanlara atıldığı yıllardır iddia edilmektedir.
Ormanlara, büyük zarar veren tırtıllarla mücadele için geçen yıllarda, Orman İşletme Müdürlüğü Ovacık İlçemizdeki ormanlara 1000 adet kınalı keklik bırakmıştı. Aynı mücadele kapsamında, bu yılda Hozat Orman İşletme Şube Müdürlüğü doğaya 200 adet kınalı keklik bırakarak, ormanlarımızı tırtıldan korumaya çalışmışlar.
Terörle Mücadele kapsamında ormanlarımıza tırtıl bırakıldığı iddiası doğru ise kınalı kekliklerde ormanlarımızı korumakta yetersiz kalacaklardır. Umarız ileri sürülen iddialar doğru çıkmazda, Ormanlarımız büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalmazlar.
+ + +
KİTAP SEVİNCİ
Milli Eğitim Müdürlüğümüz, Valiliğimizin organize ettiği SODES Projesi kapsamında, Edebiyat Dünyasının mevcut en seçkin eserlerinden oluşan 5500 adet kitabın alımı için ihale yapmış. En kısa zamanda teslim edilecek kitaplar Tunceli Merkez okullarına dağıtılacakmış.
Bu önemli kültür hizmeti, eğitim-öğretimin yanında üçüncü bir eğitim olarak geleceğimiz olan çocuklarımızın evrensel çağdaş değerlerle yetişmesinde, şekilleşmesinde önemli payı olacaktır. Sevincimi paylaştığım Sayın Valimiz, ‘Kitap için daha fazlasını yapacağız. Daha fazlasını sağlayacağız.’ ifadesi beni daha çok sevindirmişti
+ + +
Akşam güneşi batmak üzereydi. SEYİT RIZA Parkı, her zaman o saatlerde olduğu gibi yine doluydu. Çocuklar, Seyit RIZANIN bacakları arasında saklambaç oynarken, anneleri o anları ve görüntüleri ölümsüzleştirmek için cep telefonları ile durmadan çekim yapıyorlardı.
Batmak üzere olan akşam güneşi gökyüzündeki bulutları binbir renge boyamıştı. Şehrin içindeki baraj gölünün üstüne sarkmış renkli bulutlar, baraj gölünü ikinci bir gökyüzü yapmıştı. Gölün kıyısında, şehrin kanalizasyon atıkları ile beslenen balıkları oltayla avlayanlar oltalarını bulutların arasına atıyorlardı.
Balkondan gölü seyreden RONYA, ‘Bulutlar, göle inmiş. Büyükbaba.’ diyordu…
FİKRİ TAŞ
