MURAT BARDAKÇI / GAZETE HABERTÜRK Yarın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 92 yıldönümü Bu münasebetle, Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis’in açılışından üç ay önce Ankara’dan Sultan Vahideddin’e iletilmek üzere padişahın başyaveri Naci Bey’e gönderdiği ve az bilinen bir mektubunu yayınlamak istedim Mustafa Kemal Paşa, 1920’nin 19 Ocak’ında kaleme aldığı mektubunda Kuvâ-yı Milliye’nin tek çabasının padişahın kurtarılması ve halife sıfatıyla bütün İslam dünyasında hâkimiyet kurmasını sağlamak olduğunu söylüyor Daha sonra, arkadaşı Rauf Bey’i yani “Hamidiye Kahramanı” diye bilinen ve Meclis hükümetinin ilk başbakanlarından olan Rauf Orbay ile eski valilerden Bekir Sami Bey’i bütün bunları anlatmak üzere İstanbul’a gönderdiğini yazıyor ve padişahın bu iki kişilik heyeti kabul etmesi ricasında bulunuyor HATİMLER İNDİRİLDİ Büyük Millet Meclisi, bu mektubun yazılmasından üç ay sonra açılacak ve Anadolu, 23 Nisan 1920 Cuma günü tarihinin belki de en büyük dini merasimlerine sahne olacaktı İşgale uğramamış bütün vilâyetlerde hatimler indirildi, Buharî-i Şerîfler okundu, dualar edildi ve asıl büyük merasim, Ankara’da yapıldı Cuma namazı Hacı Bayram-ı Velî Camii’nde kılındı, namazdan sonra sakal-ı şerif ile sancak-ı şerif çıkartıldı ve daha sonra “İlk meclis binası” olan İttihad ve Terakki Klübü’ne kadar bunlarla beraber yüründü Binaya girişten önce yeniden dualar edilip kurbanlar kesildi O gün sabahtan itibaren indirilen hatimlerle okunan Buharîler klüp binasının önünde tamamlandı ve binaya kesilen kurbanların kanları üzerinden sekilerek girildi Anadolu, Malazgirt’ten o güne kadar gerek Selçuklu, gerek Osmanlı zamanlarında hiçbir vesileyle bu derece tantanalı dinî merasime şahit olmamıştı BİR MÜZEYE BAĞIŞLADIM Mustafa Kemal Paşa’nın Sultan Vahideddin’e iletilmek üzere başyaver Naci Bey’e gönderdiği ve son derece ağdalı bir Osmanlıca ve saygılı bir ifade ile kaleme aldığı mektubun günümüz Türkçesi’ne nakledilmiş şekli, bu sayfada yeralıyor Orijinali daha önce bende olan ve şimdi Türkiye’nin önde gelen müzelerinden birine 50 sene boyunca açılmamak kaydıyla bağışladığım belgeler arasında bulunan bu mektup, Ankara ile İstanbul arasında İstiklâl Harbi senelerinde çok kısa bir müddet devam eden iyi ilişkilerin son örneklerindendir ve taraflar sonraki günlerde gayet iyi bilinen sert çatışmalar içerisine gireceklerdirİşte, Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Ocak 1920 günü Ankara’dan gönderdiği mektubun tam metni AMACIMIZ PADİŞAHIMIZI MÜSLÜMAN DÜNYASININ TEK HÂKİMİ YAPMAKTIR“Padişah hazretlerinin yaveri Naci Beyefendi’ye Muhterem Beyefendi, Varlığını korumak ve geleceğinin selâmetini sağlamak için maddî ve manevî bütün kuvvetlerini birleştirmek suretiyle Allah’a hamdolsun genel siyasî vaziyetimiz üzerinde şükredilmesi gereken iyi etkiler yaratmış ve özel anlaşmalarla defalarca getirilen taksim arzularını gerçekleşme zemîninden uzaklaştırmaya muvaffak olmuş bulunan Kuvâ-yı Milliye’nin asıl hedefi ile gayet kutsal gayesi, Osmanlı milletinin en büyük ve en muhterem gerçek temsilcisi olan heybetli padişah hazretlerini istiklâlinin ve hâkimiyetinin üzerine gelebilecek her türlü etkiden ve kusurdan korumaktır Temsil hey’etimiz, Türkiye’nin padişahı olan ve mukaddes İslâm’ın halifesi sıfatıyla bütün İslam âleminin vicdanî bağlılığını yüce makamında birleştiren efendimiz hazretlerinin değil yalnız Anadolu ve Rumeli’deki, sınırlarımız içerisinde bulunan vatanın her yerinde, hatta bütün İslâm dünyası üzerinde madden ve mânen hâkim ve söz sahibi olmasını bütün Asya’nın geleceği adına yegâne kurtuluş çaresi olarak düşünerek çalışmalarını geniş bir ‘ümmet’ siyasetine çevirmiş, doğrudan doğruya Hilâfet makamının korunmasını ve bağımsızlığını gaye kabul eylemiştir Şahsen, zât-ı âlîlerinin vicdânını temsil heyetimizi meydana getiren şahıslardan her birine ve özellikle de bu sarsılmaz kanaatimize şahit olarak gösteririm Vaktiyle padişahımızın ayak toprağına bizzat kabul şerefine erdiğim zaman arzettiğim bu düşünce ve bağlılık, Anadolu’da ortaya çıkan ve bütün şerefi ile gücü padişahın namlı ismi ile münasebeti bulunan çalışmalarla kuvvetlenmiştirMeslek ve kanaatimin değişmesinin sözkonusu olmadığı esasen yüksek bilgileriniz dâhilindedir Dolayısı ile bu hususu da padişahımızın ayağının toprağına humâyuna tekrar arzedip ulaştırmanızı faydalı görüyorum Anadolu’da büyük bir itimat ile arz ettiğim kutsal gaye etrafında teşkilâtını düzenleyip yoğunlaştıran Kuvâ-yı Milliye’nin artık tamamen ve bütün köyleri de içerisine alacak biçimde şekillendiğini, dolayısı ile padişahın dokunulmazlığı ve hâkimiyeti uğrunda canını fedâ etmeye istisnasız bütün milletin güçlü bir anlayışla hazırlanmış olduğunu arz edip müjdelerim Başta vicdanlarındaki dinleri ve nihâyetsiz bir kölelik duygusu ve sadakatle hâkim padişahları olduğu halde milletin tamamının bugün gösterdiği birlik ve uyum, gelmesi yakın olan barışın şartları hakkında ümitler vermekte olduğu gibi, bilhassa gelecek için de büyük gelişmeler vaad etmektedir Bir haftadan bu yana toplantı hâlinde olan İstanbul’daki Meclis’te de aynı gaye ve emeller etrafında kuvvetli bir çoğunluk hâlinde dayanışma birliği ortaya çıkmıştır Bütün millî teşkilâtların bu çoğunluğa kuvvetle bağlılığı, hilâfet makamının sahibi olan heybetli padişahımızın devletle ilgili düşüncelerini, tebâsının mevcudiyetini ve Allah tarafından korunmakta olan memleketinin bütünlüğünü her zamandan ziyade emniyet altında bulundurmaktadır Millî teşkilâtımızın yüzyüze bulunduğu amaçlarla millî ve siyasî konulardaki genel durumumuza ve padişahın isteklerine bağlı olan temel düşüncelerimize dair ayrıntıyı ve açıklamaları padişahımızın ayağının toprağına yakından arzetmek üzere eski Denizcilik Bakanı Rauf Beyefendi ile padişahımızın valilerden Bekir Sami Beyefendi, İstanbul’a gittiler Padişah tarafından kabul edilme şerefine nâil olmalarının sağlanmasını istirhâm ederim Âcizleri, halife hazretlerinin gökyüzü seviyesindeki sarayının eşiğine bizzat yüz sürmek şerefinden mahrum kalmanın daha fazla devam etmeyeceği ümidi ve her zaman tekrarladığım sadakat ve bağlılık duygularımın sonsuz olduğunu padişahın huzuruna bir defa daha sunmayı başarma fikriyle bahtiyâr olarak yüksek ululamalarımı ve kuvvetlendirilmiş saygılarımı takdime aracılık etmenizi rica eylerim efendim Mustafa Kemal”1920'DEKİ İLK MECLİS'TE KAHVEYE KOYACAK ŞEKER BİLE BULAMIYORLARDI1920’nin 23 Nisan günü açılan ilk Meclis’in en büyük sıkıntılarından biri, parasızlıktır ve parasızlık, Mustafa Kemal Paşa’nın 1919’da Samsun’a çıkmasından itibaren kendisini göstermektedir Bu konudaki en samimi kaynaklardan biri, Mazhar Müfit Kansu’nun Tarih Kurumu’ndan yayınlanmış olan “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” isimli kitabıdır Kansu, Kurtuluş Savaşı’nda çekilen parasızlığı sayfalar boyunca anlatır ve yazdıkları nereden nereye geldiğimizin en güzel belgelerinden biridir İşte, Kansu’nun sözünü ettiği olaylardan birkaçı Erzurum Kongresi yapılmış, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Sivas’a doğru yola çıkma hazırlığına girişmişlerdir Ama küçük bir eksik vardır Para Gerisini, MazharMüfit’ten okuyalım “Bizim sivil karargâhın masraflarına para dayandırmak kolay değildi Gerçi en asgari hayat şartlarına tabi olarak ve askeri tabldottan yemek alarak geçiniyorduk Buna rağmen, umumi masrafları ve ihtiyaçları karşılarken, para bütün ihtimamımıza rağmen suyunu çekmekteydi Paşa, para ile meşgul olmaktan hoşlanmazdı Alışveriş etmeyi ve her türlü gelir ve giderlemeşgul olmayı bana bırakmış, 800 lirasını da yine bana vermişti Bunun içindir ki para mevzuunda sıkıntılı vaziyette idik ve cepten yiyorduk Paşa ‘Hazırlığımız tamamlandı mı? Ağustos’un 29 günü hareket edebiliyor muyuz?’ dedikçe, beynim burgu ile delinircesine zonkluyor, gözlerim ‘Parrrra!’ diye kararıyordu Paşa’nın azim ve cesaretini kırmamak için ona ‘Ne ile gideceğiz? Para nerede?’ diyemiyordum” Ve, bir başka parasızlık öyküsü Sivas Kongresi yapılmış ve çalışmalar aynı hızla devam etmektedir “Mustafa Kemal Paşa, Hüsrev Sami Bey’le bana ‘Birer kahve içeriz de öyle gidersiniz’ diyordu Bu, ‘Sabahlayacaksınız’ demenin müjdesiydi Kalktık Emirber Ali’ye emretti Ali, bize birer şekerli kahve yap Ali ‘Paşam, şeker yok Sade yapayım mı?’ deyince, Paşa gülerek yüzüme baktı ‘Canım Mazhar Müfit, niçin şeker aldırmıyorsun?’ dedi Ben de gülerek ‘Yarın inşallah aldırırım’ dedim ve ilâve ettim ‘Hele şimdi sade içelim’ Emirber Ali sade kahveleri pişirmek üzere odadan çıktıktan sonra Paşa, mahzun mahzun gözlerini gözlerimde dolaştırarak ‘Farkındayım, yine züğürtledik’ dedi - Evet Paşam Hem züğürtledik, hem de mevcut paramız şeker almaya müsait değil Şeker çok pahalı” (sah 269)
Tek amacımız sizi kurtarmaktır
Mustafa Kemal Paşa, Büyük Millet Meclisi’nin açılışından üç ay önce Sultan Vahideddin’e gönderdiği bu mektubunda “Tek amacımız sizi kurtarmaktır” diyordu
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Elektrik kesintine karşı barikat kurdu, ateş yaktıDersim'de devam haftalardır devam eden elektrik kesintileri yurttaşları bezdirme noktasına getirdi. Murat Eroğlu isimli yurttaş FEDAŞ'ı protesto ederek yola barikat kurdu, ateş yaktı.
Trafik kazasında hayatını kaybeden Yılmaz, yarın son yolculuğuna uğurlanacakMuğla’nın Milas ilçesinde geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden Hakkı Yılmaz, yarın cemevinde düzenlenecek olan Hakk’a uğurlama erkânının ardından Nazımiye’de toprağa verilecek.
FEDAŞ çalışanları 36 gündür grevdeDersimde Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş. (FEDAŞ) bünyesinde çalışan 120 işçinin, ’maaş ve sosyal haklarının düzeltilmesi’ talebiyle başlattıkları eylem, 36 gündür sürüyor.
Edibe Şahin’in babası Doğan Gündoğan Hakk’a yürüdüEski Dersim Belediye Başkanı Edibe Şahin’in babası Doğan Gündoğan, Hakk’a yürüdü. Gündoğan, cumartesi günü Dersim’de toprağa sırlanacak.
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim