Tek sağlık…
Çevre, hayvan ve insan hep birlikte sağlıklı bir dünyaya…
Haydi herkes…
Son dekatta dünyada “Tek Sağlık” çatısı altında çevre, hayvan ve insan ilişkisini, sağlığını ve birlikteliğini kapsayan global bir yaklaşım ortaya atılmıştır.
Sürdürülebilir bir dünya ve kaliteli yaşam için bu birlikte geçime ciddi ihtiyaç vardır. Hiçbir zaman bu üçlüyü birbirinden ayıramayız. Hepsi birbiri ile iletişim ve etkileşim halindedir.
“Tek Sağlık” güncel literatürde gıda güvenliğinden zoonozların kontrolüne, antibiyotiğe direncinin gelişmesinden ekosistemin düzenlenmesine kadar önemli ilgi alanlarını içermektedir. Yani bir şemsiye gibi tüm yaşam alanlarının kapsamaktadır.
Bu kavram, aslında ilk defa karşımıza çıkmıyor. Temeldeki yaklaşım “insan”, hayvan” ve “ekoloji” üçlüsünün bir bütün olduğunu savunuyor. Birindeki sarsıntı aslında diğerlerini etkiliyor ve ortak oyunu bozuyor.
İnsan sağlığı temelde çevre sağlığı ve hayvan sağlığından etkilenmektedir. Dolayısıyla, her üç bileşenin bütünlüğünü bozmamak oyunun ana kuralı.
Her ne kadar bu sistemik düşünce günümüzde 2009’dan beri birçok farklı disiplinde gündeme gelmiş olsa da asıl yaklaşım 1800’lerde Rudolf Virchow tarafından irdelenen insan ve hayvan arasındaki hastalık geçişlerini inceleyen zoonoz terimi ile tanım bulmuştur.
Araştırmalar insanlarda görülen 10 hastalıktan 6’sının hayvanlardan insanlara bulaştığını gösteriyor.
Birçok mikroorganizma hem insanları hem de hayvanları enfekte ediyor.
İnsanların sınırlar arası dolaşımı da bu mikroorganizmaların dünyada serbest dolaşımını sağlıyor.
Tek sağlık yaklaşımı için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ile yakın çalışıyor.
Bu organizasyonların amacı, tek sağlık sistemi içinde, gıda güvenliğini korumak, zoonoz kaynaklık hastalıkların geçişini önlemek ve insanlarda halk sağlığı açısından antimikrobiyal direncin gelişimini önlemek.
Bunu bir örnek ile daha somut inceleyelim;
Kuduz ve influenza hastalıkları insan-hayvan-ekosistem seviyesinde sağlığı tehdit ediyor. Kuduzu engellemek için sadece kuduz köpeklerden kendimizi korumak değil aynı zamanda köpeklerin kuduz virüsü ile enfekte olmalarını engellemek de önemli. Buna bağlı olarak geniş açılı korumada köpeklerin aşılanması kuduzun insanlar için tehdit oluşturmasını da önlemekte. Ayrıca köpeklerin yaşam alanlarının, çevrenin ve beslenmelerinin düzenlenmesi de kuduz riskini önemli derecede azaltıyor ve ilk basamak koruma olarak yerini alıyor. Zaten WHO’nun kuduz hastalığı kontrol almadaki ve köpeklerden bulaşan kuduz vakalarını tamamen sıfırlamada hedef tarihi 2030 yılı olarak belirlemiş. İşte bunun başarılabilmesi için multidisipliner hatta disiplinler arası çalışmaların olması yani veterinerlerin, doktorların ve hükümetin ortak bir çalışma planı yürütmesi gerekmektedir.
Ya Covid-19?
Covid-19 da zoonoz kaynaklı hayvanlardan insanlara geçen, aynı zamanlar insanlar arasında da bulaşı olan bir hastalık. Hayvanların doğal yaşamlarına yani ekosisteme yapılan müdehaleler sonrasında onlarda doğal olarak görülen hastalıkların insanlara bulaşı da pandemi yol açabiliyor. Ne yazık ki 2019-2022 yılları arasında yaşayan herkes için bu tecrübe ile sabit.
Ah o antibiyotikler yok mu?
Antibiyotiklerin hayvanlarda ve insalarda gelişigüzel kullanılması zamanla enfeksiyoz ajanlara karşı direnç gelişimine neden olmakta. Bunun sonucunda da bu hastalıkların tedavisinde ciddi oranda başarısız kalınmakta.
Yakın zamana kadar antibiyotikler eczanelerden reçetesiz olarak alınabiliyordu. İnsanlar çevreden duydukları reçeteleri kendilerine yazıyorlar! Ve kendi tedavi protokollerini oluşturuyorlardı. Artık bunun önüne geçildi ve reçetesiz antibiyotik verilmiyor. Bunun yanında hekimlerimizin de bu konudaki gereksiz kullanımı önleme çabaları ile doğru endikasyonda doğru antibiyotik yaklaşımı başarı ile sürdürülüyor.
Tek sağlık şemsiyesi altında yerini alan disiplinlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Genel bakış açısı ile çevre sağlığı, ekoloji ve ekosistem, veteriner tıp, halk sağlığı, insan tıbbı, moleküler biyoloji ve mikrobiyoloji ve sağlık ekonomisi bu çatı altında yerini almaktadır.
Bunların hepsi bireysel sağlık, toplum sağlığı ve ekosistem sağlığını derinden etkilemektedir.
Çevre varsa yaşam var.
Hayvan varsa yaşam var.
İnsan varsa yaşam var.
Bu dünya hepimizin…