90’lı yıllarda Türkiye’nin Güney Doğusunda resmi rakamlara göre 3000’den fazla köy ve mezra devlet tarafından boşaltıldı, yakıldı ve yıkıldı. O zaman askerler PKK’ye yardım ettiğinden şüphelenilen veya devletle iş birliği yapmayı reddeden köyleri rutin olarak boşaltıp, köylülerin bir daha geri dönmemeleri için de yakıp kullanılamaz hale getiriyorlardı. Köy boşaltmaları 90’lı yıllarda Dersim’in herhangi bir köyüne gidilse uygulamalı şahit olunabilecek bir durum haline gelmişti.
‘Dersim Haber’ olarak, 90’lı yıllarda köylerin boşaltıldığı yerlerden biri olan Nazimiye İlçesine bağlı Dizik köyünde yaşayan Sünger ailesinin hikâyesini gazetemize taşıdık. Bu süreçte Dizik köyünde yaşayan Munzur Sünger, köylerinden çıkmak zorunda kaldıklarını ifade ederek, “Köyden Dersim merkeze geldik. 2 3 yıl boyunca merkezde kaldık ardından tekrar köyümüze döndük. Bir göz küçük bir ev yaptım. Elektriği suyu her şeyi vardı. Ancak yolumuz yoktu. Devletten yol yapması talebinde bulunduk fakat köyde belirli sayıda ev olmadığı için yol yapmadı” dedi.
‘Ne köyümüz var nede evimiz’
Köy boşaltmalarından sonra eski düzenlerine bir türlü kavuşamadıklarını söyleyen Sünger, ikinci kez dönüş yaptığı köyünde bir gece dahi rahat uyuyamadığını ifade etti. Sünger, “Oraya git buraya git bir türlü rahat olamadım. En sonunda burada bu kuru taşın yanında durdum. 6 yıldır buradayım. Proje yaptım. TEDAŞ’a ve Valiliğe başvurdum fakat olumlu bir yanıt alamadım. Güneş paneli aldım onunla elektrik ihtiyacımı karşılamaya çalışıyorum. Ne köyümüz var nede evimiz” şeklinde konuştu.
Mağaranın etrafını kerpiç taşlarla örerek küçük bir barınak yaptı…
6 yıldır köyün yakınlarında bulunan bir mağaranın etrafını kerpiç taşlarla örerek küçük bir barınak yapan Sünger konuşmasına şu şekilde devam etti: “Mecburen burada bu taşın altında ben ve eşim yaşamaya çalışıyoruz. Yine rahat değiliz. Operasyonlar oluyor yollar kapanıyor ekmek dahi alamıyoruz. Ateş içinde kalmış bir kuş gibiyiz. Kısa zamanda barışın gelmesini, huzurlu bir ortamda yaşamak istiyoruz. Tek umudumuz barış ortamının sağlanması ve tekrar köylerimize geri dönmek. ”
Haber/Sevinç Zelal Ataş