Açıklamayı Tüm-Bel Sen Dersim Şube Başkanı Mazlum Doğan okudu. Doğan, Temmuz ayında verilen zamların ceplerine girmeden enflasyona yenik düşüp eridiğini dile getirdi.
2022-2023 dönemi Toplu Sözleşme görüşmeleri Ağustos ayında başlayacağını ifade eden Doğan, “Asgari ücretli emekli, kamu emekçisi ve dar gelirli olan tüm kesimler günden güne hızla eriyen ücretleriyle, satın alma güçlerindeki düşüş devam ediyor. Vergi dilimleri, maaşlara yapılan zamları adeta bloke etmektedir.
Sendikalı ya da sendikasız, 3 milyon kamu emekçisi ve 2 milyon emeklinin iradesi ve ihtiyaçları yok sayılıyor. Kamu emekçileri, 2022-2023 dönem toplu sözleşmeye gitme sürecinde, %3’lük kısmı toplu sözleşmeden kaynaklanan, % 5,45’lik kısmı se enflasyon farkı olarak “lütfedilen” %8,45’lik bir zamla karşılaşıyor.
Üstelik Haziran ayı resmi enflasyon oranı üzerinden verilen zam daha maaşlara yansımadan, Temmuz ayından geçerli olmak üzere, elektriğe %15, konutlarda kullanılan doğalgaza ise %12 zam yapılıyor. Siyasi iktidarın kaşıkla verdiğini kepçeyle alma politikasına yeter artık diyoruz.
Tüm yükü emekçilerin sırtına yıkan vergi adaletsizliğine son verilmeli. Vergi dilimi %10’a çekilmeli ve sabit tutulmalıdır”dedi.
Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
-3600 ek gösterge hala uygulanmadı.
Yerel Yönetim iş kolu dâhil olmak üzere, ayrımsız bütün kamu çalışanlarına karşı bu sözün yerine getirilmesini hala bekliyoruz. Liyakatsiz atamalar durdurulsun diyoruz.
-Çalışanların hak ettikleri Köydes vb tazminatlar kesilmek istenmektedir
Yaz kış, yağmur çamur demeden her türlü arazi koşullarında çalışan İl Özel İdaresi çalışanlarının hak ettikleri tazminat ve ücretlere dokunulmamalı. Emsal kararlar var, uzman görüşleri var, yasa açıktır. Haklarımızın takipçisi olacağız, bilinmelidir.
****
-İş kolumuzda TİS’ten kaynaklı zimmetler ile karşı karşıyayız
-Tis’te üst limit sorunu devam etmektedir
-Zam tazminat ve ikramiye beklentilerimiz karşılanmamıştır
Yapılan Toplu sözleşmelerde üst sınır konulmuştur. Bütçesi uygun olan Belediye ve İl Özel İdareler de bu sınır aşıldığında zimmet olarak geri dönüyor. Tis’ten kaynaklı bütün zimmetler iptal edilmeli.
Üst sınır kaldırılmalı veya 3000 TL’ye çıkarılmalı ve her türlü tazminat, zam ve ikramiyeler bu kapsamın dışında tutulmalı. TİS ile kazanılmış haklar emekliliğe yansıtılmalıdır.
Memur emekli olduğu zaman maaşı yarı yarıya düşüyor, geçim yapamıyor yeni bir iş yapmak durumunda kalıyor. Bu kabul edilir bir durum değildir.
Ayrımsız bütün memurlara, taban maaş tutarında, biri 1 Mayıs’ta olmak üzere en az üç ikramiye verilmesi talebimizi buradan hükümete iletiyoruz.
-Memur taban maaşı kabul edilebilir düzeyde değildir
En düşük kamu emekçisi maaşı; kira, yakacak, ulaşım gibi sosyal ödemelerle yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
Maaşlarımıza, hedeflenen enflasyon oranında değil, yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır.
Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınmalı, söz konusu temel ihtiyaçlara zam yapılmamalıdır.
-İtfaiye ve Zabıta çalışanlarının sorunları çözüm beklemektedir
Bu alanlarda çalışanlar, işleri hariç her işe koşturmaktalar. Bunun engellenmesi için Meslek statüsü tanımlaması yapılmalıdır.
Teknik hizmet veren itfaiyeciler teknik hizmetler sınıfına alınmalı. Maktu mesaileri yeniden gözden geçirilmelidir.
-4688 sayılı yasa Tis ve grev hakkını engellemektedir
Uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınan grev hakkımız engellenmemeli, derhal grevli özgür toplu sözleşme mekanizması kurulmalı, bunun için 4688 sayılı yasa baştan sona yeniden düzenlenmelidir.
Tüm kamu emekçilerine ve emeklilere çağrımız açık ve nettir. Biz bu gidişe dur demediğimiz sürece, samimi bir şekilde yan yana gelip el ele vermediğimiz sürece, kapalı kapılar ardında rakamlarla oynadıkları gibi hayatlarımızla oynamaya devam edeceklerdir”