Tüm Üreticileri Köylüleri Sendikası (Tüm Köy Sen) Dersim Şubesi, Pertek'te dayanışma yemeği düzenledi. Etkinliğe, Tüm Köy Sen eğitim ve örgütlenme uzmanı Sedat Başkavak ile çok sayıda üretici köylü katıldı. Etkinlikte konuşan üreticiler ekonomik krizin üreticiyi olumsuz etkilediğini söylerken, Başkavak sürecin üreticiler bakımdan daha da kötüye gideceği vurgusunu yaptı. Başkavak, "Dünyada ürettiği ürünün üzerinde söz sahibi olmayan tek kitle üretici köylüler. Her şeyin üreticisi kendi fiyatını belirliyor" dedi.
"BİRLİK OLMAKTAN BAŞKA ÇIKIŞ YOLUMUZ YOK"
Tüm Köy Sen Dersim Şube Başkanı Aziz Murat, Dersim'de üretici olmanın büyük dert olduğunu söyleyerek "Tarımla uğraşan da hayvancılık yapan da arıcılık yapan da ürettiğinin karşılığını alamıyor. Binlerce üreticimiz sorunlarını yalnız başına çözmeye çalıştığı için sorunların içerisinde boğuluyor. Sendikamızın kurulmasının gerekçesi de tam olarak bu; sorunları ortak olan binlerce üreticimizi yan yana getirmek, aynı sesin binlerce ağızdan aynı anda çıkmasını sağlamak… Bunu da hep beraber yapacağız, yapmak zorundayız. Bizim karşımızda ki tarım tekelleri beraber hareket ediyor, karşımızda ki tüccarlar birlikteler bizim de birlik olmaktan başka çıkış yolumuz yok" diye konuştu.
"KENDİ TOPRAKLARIMIZA YÜZ BİNLERCE LİRA ÖDÜYORUZ"
Üretici köylülerin sorunlarına dair değerlendirmelerde bulunan Murat, "Yem, arpa, saman fiyatları yüksek. Üreticinin, ucuza; yem, arpa, saman gibi ürünlere ulaşımının sağlanması gerekiyor. Dışarıdan saman ithal eden devletin yanı başındaki üreticiyi desteklememesi durumu bu hale getirdi. Yayla kiraları her yıl artıyor, artmak dediğimiz de yüzbinlerce lira… Kendi topraklarımıza yüzbinlerce lira ücret ödüyoruz. Yaylaların yolları bozuk, taşıma ücretleri ateş pahası. Biz her daim yaylacılarımızla birlikte, omuz omuza mücadele edeceğiz" dedi.
"YERLİ ÜRETİCİ DEĞİL TARIM TEKELLERİ DESTEKLENİYOR"
Arı üreticilerinin de küçük baş hayvan üreticisi kadar dertli olduğunu söyleyen Murat, "Arılarını kışlatmaya götüren birçok üretici nakliye ücretlerinden dolayı bu yıl kışlatma yapamayacak. Önümüzdeki yıl verim daha da düşecek. Ürettikleri balı satamayan üreticilerimizin karşısına dikilmiş tekeller, glikozu bal diye büyük market raflarında ucuza satarken üreticimizin sorunlarına çözüm bulmuyorlar. Tüm köy Sen olarak buradan yerli üreticinin desteklenmesi çağrısını bir kez daha yapıyoruz"
Tarımla uğraşan üreticilerin tarlalarını süremez duruma geldiğini söyleyen Murat, "Mazot, gübre gibi girdi fiyatlarında ki artış üreticinin boynunu bükmüş durumda. İktidar üreticiyi destekleyeceğine çözümü dışarıdan ürün satın almakta görüyor. Savaşa girmiş ülkelerden tarım ürünleri alacak kadar acınacak durumdayız. Her defasında yerlilik millilik edebiyatı yapanlar yerli üreticiyi değil tarım tekellerini destekliyor" diye konuştu.
Tüm Köy Sen eğitim ve örgütlenme uzmanı Sedat Başkavak da yaptığı konuşmada Türkiye’nin her tarafında koyun, keçi yetiştiricisinin sorunlarının benzer olduğunu söyleyerek "Diğer hayvancılık yapanların da sorunları benzerdir. Buğday da üretse sorunu benzer. Nasıl benzer? 86 milyonluk ülkeyiz. 20 yıldır 20 milyon ton buğday üretiyoruz. nüfusumuz 60 milyonken de 20 milyon ton üretiyorduk, bu gün de 20 milyon ton üretiyoruz. Ama bugün yıllık 10 milyon tona yakın buğday ithal ediyoruz. Arpa ithal ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında ister Diyarbakır’da, Urfa’da, Mardin’de buğday üretsin isterse gitsin Edirne'de, Kırklareli’nde buğday üretsin sorun aynı" dedi.
"SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN MÜCADELE ÖRGÜTÜ LAZIM'"
Tarım desteklerinin azaldığını, üretici köylünün tarımdan koptuğunu söyleyen Başkavak "Bunun yerine şirketler girmeye başladı. Mal üreticinin, parayı kazanan tekeller. Peyniri biz üretiyoruz parayı aracısı, ihracatçısı, tüccarı şirketi kazanıyor. Dolayısıyla tüm bu sorunların çözümüne bir araç, bir mücadele örgütü lazım. Birlikler var ziraat odası var ama bunların da dışında bir şey lazım. Yani siyasi iktidarlardan bağımsız, aynı zamanda da bütün memleketin üreticisini bir araya getirebilecek, ortak paydada buluşturabilecek bir örgüte ihtiyaç var diyerek yola çıktık" diye konuştu.
"DÜNYA GEÇİMLİK TARIM YAPMAYI TARTIŞIYOR"
Dünya'nın, pandemiden ve Irak, Ukrayna savaşlarından sonra geçimlik tarım yapan köylülerin yaşaması gerektiğini, köyünde tarım üretimi yapması gerektiğini tartıştığını söyleyen Başkavak "Koca koca şirketler kar etmediği ürüne yönelmiyorlar. Kar ederse üretiyor. Ama geçimlik tarım yapan köylünün derdi, orada ne yetiştirilebiliyorsa, ihtiyacı neyse onu yetiştirmeye çalışıyor" dedi.
"HÜKÜMETİN TARIM POLİTİKASI: TARIM İŞLETMEYE DÖNSÜN"
Gelinen noktada üretici birliklerinin işlevsiz hale getirildiğini, şirketlere ucuz kredilerin ve hibelerin verildiğini ancak bu desteklerin memleketinin üreticisine verilmediğini söyleyen Başkavak "Bazıları tarımla ilgili konuştuklarında 'hükümetin tarım politikası yok' diyorlar. Hükümetin tarım politikası var, hükümetin tarım politikası tarım işletmeye dönsün diyor. Yani şirketler tarımını yapsın anlamına geliyor" diye konuştu.
"SÜREÇ DAHA KÖTÜYE GİDİYOR"
Bundan sonraki sürecin, bugünden daha kötü bir noktaya gittiğini söyleyen Başkavak, "Tarımsal destekler daha da azalacak, tarımsal girdilere daha zor ulaşacağız, daha çok para ödeyeceğiz, ithalat artacak, tüccar, ithalatçı kazanacak, üretici köylü ürününü daha da aza satacak. Ama halk daha da pahalıya tüketecek. Sandalye satan şirket soruyor mu bunu kaça alırsın diye sormuyor. Ama biz gidiyoruz bu keçiyi, peyniri kaça alırsın, bu buğdayı, elmayı kaça alırsın? Dünyada ürettiği ürünün üzerinde söz sahibi olmayan tek kitle üretici köylüler. Her şeyin üreticisi kendi fiyatını belirliyor, o zaman demiyorlar serbest piyasa var diye. Ama söz konusu tarım ürünü olunca serbest piyasa var diyorlar tüccar ne dediyse ona vermek zorundasın. Taban fiyat açıklasın siyasi iktidar" değerlendirmelerinde bulundu.
"ÜRETİCİ KÖYLÜYÜ BİRLEŞTİRECEK BİR ÖRGÜTE İHTİYAÇ VAR"
Sendikanın, bir araç olduğunu söyleyen Başkavak "Sendika üreticiler arasında bir sıçrama yaratacak araçtır. Kimi zaman güçlü bir üretim nasıl yapılır, kimi zaman da güçlü bir birliktelik nasıl yapılır diye tartışacak bir araç. Üretici köylüyü birleştirecek bir örgüte ihtiyaç var. Kim iktidar olursa olsun, bu ülkenin tarımı ve bu ülkenin geleceği için üretici köylünün geleceği için ihtiyaç olan tarım politikaların hayata geçirilmesi için, bir baskı örgütüne, baskı aracına ihtiyaç var. Size şu çağrıyı yapıyoruz; güçlü bir sendika, ancak sizler bir araya gelerek, üye olarak, eksiğini yanlışını birlikte eleştirerek, doğruyu tartışarak oluşturursanız olur. Memlekette tarıma ilişkin ne varsa söz söyleyelim fikir üretelim sesimizi çıkartalım ki bizden daha az olanlar ama sesi gür gibi çıkıyor görünenler, ihracatçısı, aracısı, tefecisi tüccarı, çekilebilisin. Biz ülke tarım politikalarına söz sahibi olalım. Çağrımız budur o yüzden buradaki arkadaşları hem sendikaya üye olmaya hem de gördüğü eksiği dile getirmeye hem de organlarında görev almaya çağırıyoruz" diye konuştu.
"KENDİ TOPRAKLARIMIZDA BEDEL ÖDEYEREK HAYVAN OTLARIYORUZ"
Etkinlikte söz alan üretici köylüler de çeşitli sorunlarını dile getirdiler. Mera ücretlerinin üreticiler için ciddi bir külfet yarattığını söyleyen bir üretici mera ücretlerinin alınmaması gerektiğini söyledi. Ekonomik krizin üreticiyi ciddi şekilde etkilediğini belirten üretici "Kendi toprağımızda bedel ödeyerek hayvanlarımızı otarıyoruz. Bireysel hareket etmekten çok birlikte hareket etmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Arpa ücretlerinin, nakliye ücretlerinin, çoban ücretlerinin geçtiğimiz yıla göre 3 kat arttığını söyleyen başka bir üretici de "Peynir geçen yıl 20 liraydı şimdi 36 lira. Nasıl arpa alacağız, hayvanlarımızı nasıl yaylaya çıkaracağız? Üretici gerçekten zor durumda" diye konuştu.
"BELİRSİZLİK YAŞAMAK İSTEMİYORUZ"
Üreticilerin her yıl belirsizlik yaşadığını söyleyen başka bir üretici"Biz üreticiler belirsizlik yaşamak istemiyoruz. Kışın saman arpa bulabilecek miyiz, kaç lira olacak, önünüzdeki yıl yaylaya çıkabilecek miyiz, peynir ücretleri ne kadar olacak, gibi birçok belirsizlik yaşıyor üretici. Biz bu belirsizliği yaşamak istemiyoruz" diye konuştu.
"36 TL'YE PEYNİR ALINDI, 120-130 LİRAYA SATILDI"
Verilen çoban desteğinin 1 aylık çoban ücreti bile olmadığını söyleyen başka bir üretici de "Kamyon ücretleri 3-4 katına çıktı, nakliye desteği verilmesi gerekiyor. Arpa fiyatlarında ki artış üreticinin sıkıntısı. Üretici birliklerinim, sendikanın baskı oluşturması gerekiyor. Peynir 36 liraya üreticiden alındı ama marketlerde 5-6 katına satıldı. Burada denetim yok. Üretici kazanamıyor. Peynir üreticisi sattığı peynirle arpa alamıyor. Üretici önünü göremiyor. Tüccarı koruyan değil, üreticiyi koruyan bir kurumsal yapı lazım. 36'ya peynir aldı tüccar 120-130 liraya sattılar. Üretici de mağdur oldu" diye konuştu. (Dersim/EVRENSEL)