Yakın dostlarımla gazete yerinde oturuyorduk. Kapıdan içeri beklemediğim bir misafirim girmişti. Gözlerime inanamamıştım.
Bu beklenmeyen misafir, Tunceli de, dört yıl defterdarlık yapmış. MUŞA’A atanmış defterdar HATİCE hanımdan başkası değildi. Telefonla acımızı paylaşmayı yeterli görmemiş. Acımızı bizimle mekânımızda, paylaşmak için gelmişti.
Dört yıl görev yaptığı Tunceli’yi çok sevmişti. Sevenleri dostu çoktu. Bakanlık tayinini yapacağı zaman, izin verirlerse Tunceli’de bir müddet daha çalışmak istediğini ifade etmişti.
Daha doğuya, MUŞ’A tayini yapıldığında, severek gitmişti. Yirmi yaşlarında genç kız iken de doğuda çalışmış. Hakkâri de görev yapmıştı. Onun için vatanın her köşesi kutsaldı. Hizmete ihtiyacı olan bölgelerde görev yapmak onu daha çok mutlu ediyordu.
Görevinin esiri gibiydi. Görevini eksiksiz yapmak için, sevdiği biricik oğlundan, eşinden, çoğunlukla uzak kalıyor. Görevini aksatmıyordu.
Basına, basın mensuplarına değer verirdi. Kapısı basın mensuplarına hep açıktı. Görev alanına giren, kamuoyu ile paylaşmak istediği konuları, basın mensupları ile de paylaşır. Basının, görevini, önerilerini, önemserdi.
Şehrin en nadide yerinde 5000 metrekarelik alanı işgal eden, bir çöplük gibi duran, tarihi eser olmadığı halde tarihi eser yapılan KIŞLA BİNASININ, yararlı bir tesis için, yeni defterdarımız tarafından ihale aşamasına getirilmesinde, onun payı da büyüktür.
Atatürk Mahallesinin girişinde yapılacak AKYÜNLÜ Köprüsü için yapılan çalışmalarda defterdarlığın, Hatice Hanımın payı yine büyüktü.
O,Tunceli’yi sevmişti. Tunceli’de görev yapmak onu mutlu etmişti. O, yalnızca taziye için gelmemişti. O,Tunceli’yi de özlemişti. Tunceli hasretini gidermek, Tunceli’deki dostlarını ziyaret etmek için gelmişti.
Hakkâri’de memuriyet yaptığında, tanıştığı, Özel İdare Genel Sekreterimiz Hüseyin Beyin, ŞAROĞLU Otelinde Hatice Hanımla, eşini ağırladığı yemeğe, benimle birlikte, Gazeteciler Derneğimizin Başkanı Haydar Gözlü de davet edilmişti. Sıcak samimi bir ortamda yenen yemekte bol, bol sohbet edildi. Adeta hasret giderildi. Gecenin geç saatlerine kadar yalnız kaldığımız lokanta salonunda, süren sohbetimize son vermemiz için otel personeli, çevremizde, temizlik, düzenlemeler, yapıp bizi dolaylı olarak uyarmak zorunda kalmışlardı. Otelin bahçesine kadar misafirlerini uğurlayan Defterdar Hanım, Tunceli’de olmaktan mutlu olduklarını söylüyordu.
Tunceli’yi, yanalız Tunceliler sevmez. Tunceli’yi tanıyan, önyargısız, hemen herkes sever.
Tunceli, Doğası, insanı ile benzersiz bir kenttir. Doğası, doğa hazinesi kadar zengindir. Bir başka coğrafyada bulunmayan, türler, bitki çeşitleri, yaban hayatı, Tunceli coğrafyasına özgüdür..
Sanayinin, tarımın, ekonomide, sosyal yaşamda, belirleyici olmadığı, Tunceli toplumu, eğitim öğrenime önem vermiş. Ekmek kavgasını, devlet kapısında, bütün bir dünyada, arayarak, çok kültürlü, aydın, bir halk olmuştur.
Özgürlüklerin, özgürce yaşandığı Tunceli’yi, yaşayan, tanıyan, önyargısız, herkes sever.
Tıpkı, HATİCE HANIM gibi, Tunceli’den ayrılırken, gözyaşı döken, TAŞKESEN Valimiz gibi.
Tunceli’ye hizmet için gönüllü, çok çaba sarf eden, kalıcı eserler bırakan, Tunceli Halkı ile devleti buluşturup, yakınlaştıran TAŞKESEN Valimiz, iz bırakan valilerimizden biridir. AKYÜNLÜ köprüsü, tamamen onun çabası sonucu gerçekleşen bir projedir.
O köprüye, hiçbir anlam ifade etmeyen, AKYÜNLÜ yerine, TAŞKESEN Köprüsü ismi verilmeliydi. Tunceli Halkının yabancısı olduğu isimler, köprülerimize, viyadüklerimize, verilirken, TUNCELİ Halkına, gönül vermişlerin isimleri niye köprülerimize verilmesin ki.
Karar mercisi hangi makamsa, kurumsa, onlara sunulan bir önerimdir.
+ + +
SEVİNDİRİCİ BİR HABER
İlimiz Tunceli, Yüksek öğrenime geçişte önemli bir sınav olan YGS Sınavında 30 ‘üncü olmuş.
Bu sınav önemli bir sınavdır. Bu sınavda belirlenen sınırın üstünde puan alanlar ancak lisans yerleştirme sınavlarına katılmaya hak kazanabilmektedirler. Onun için yüksek öğrenime geçişte bu sınav oldukça önemlidir.
Bu önemli sınavda, paralı özel eğitimin belirli olmadığı, özel okulların sınırlı olduğu ilimizde devlet ağırlıklı eğitimdeki çocuklarımız, büyük başarı sağlamışlar.41,büyük illeri arkalarında bırakmışlardır.
Bir önceki Milli Eğitim Müdürü Haydar YURDAKUL yönetiminde başlatılan başarılı eğitim çalışmaları, meyvesini vermiş. Özlemini duyduğumuz yere ilimizi taşımıştır. Aynı başarılı çalışmaların yeni Milli Eğitim Müdürümüzün yönetiminde de sürdürüleceğine içtenlikle inanıyoruz.
Sabahın erken saatlerinde aldığım bu haber, beni sevindiren, günümü şenlendiren bir haber oldu. Umarım, bu haber, haberdar olan bütün halkımızı da sevindirmiş olacaktır.
Yanlız öğrencileri değil, onları eğiten öğretmenlerini, velilerini, yöneticilerini de tebrik ediyorum.
Fikri TAŞ
[email protected]