Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü, bir gazetenin “Rektörün Kriteri” başlığıyla yer alan habere ilişkin açıklama yaptı.
Konu ile ilgili Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yapılan yazılı açıklama şu ifadelere yer verildi: “Üniversitemiz anılan kadro için öğretim üyesi alım ilanında başvuru şartlarına açıkça ve kanuna uygun bir şekilde belirtmiştir. İlan şart olarak 'Eğitim bilimleri alanında doktora yapmış olmak” eklenmiştir. Edebiyat fakültesinde öğrenim gören tüm öğrencilerimizin mağdur olmaması, mezun olduktan sonra iş imkanlarına sahip olmaları için pedagojik formasyonlarının tamamlanması amacıyla böyle bir şart getirilmiştir. Ancak fakülte yönetimi dosyayı jüri üyelerine yollarken başvuru şartlarını ayrıca belirtmediği için olumsuz bir görüş oluşmuştur. Edebiyat fakültesi dekanlığının jüri üyelerine gönderdiği yazıda ilan şartlarını belirtmemiş olması, üniversitemizin siyasi bir tutumu gibi gösterilemez.Kadroya atanan öğretim üyesinin eğitim bilimleri alanında yeterli çalışma ve bilimsel yayınları bulunmaktadır. Öğretim üyeliğine Yükseltilme ve Atama Yönetmeliğinin 8. Maddesi uyarınca atama yetkisi Rektörlük makamına verilmiştir. İlgili dekanlıkça hatalı yapılan değerlendirme işlemi, mağdura dava açma hakkı doğuracağından, üniversite yönetim kurulunda konu görüşülmüş ve rektörlük onayı ile gerekli düzeltme işlemi yapılmıştır. Yani öğretim üyesi, kadro için aranılan nitelikleri taşmaktadır ve amaçlanan kamu menfaati gerçekleşmiştir.”
Yine aynı haberde üniversitenin Alevi ve Kürt akademisyenlere yönelik olumsuz yaklaşımlar içinde olduğu yönündeki haberlerin asılsız olduğuna dikkat çekilen açıklama şu görüşlere de yer verildi: “Alevi ve Kürt akademisyenlere olumsuz yaklaşıldığı belirtilmiş olup bu husus gerçeğe tamamen aykırıdır. Lisans düzeyinde Türkiye’de ilk kez açılan ve 2 yıldır eğitim-öğretim verilen Zaza Dili ve Edebiyatı Bölümü kurulmuştur. Ayrıca, Kurmanç Dili ve Edebiyatı Bölümü’de kurulmuş ve faaliyetlerini yürütmektedir. Yine üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren, insanı ve sosyal sorunlar araştırma ve uygulama merkezimiz ise üstlendiği cesur ve demokratik tavır ve barış ortamının tesisine yönelik önemli katkıları olmuştur. Tüm bu faaliyetler üzerine yapılan bu haberin üniversitemizi yıpratma çabası olduğu düşünülmektedir.”