Zülal KOÇER
İstanbul
Metinde, Alevilik, İslam dini içerisinde yer alan bir düşün-inanç sistemidir şeklinde tanımlandı.
Aleviler hakkında ‘yurtdışı kaynaklı birçok merkezden’ Türkiye alehine kullanılmak üzere yanlış bilgiler yayıldığının ileri sürüldüğü metinde buna bilimsel karşılık verilmesinin amaçlandığı savunuluyor. Metinde enstütünün bunlara karşı ‘milli bir strateji’ için kurulacağı ifade ediliyor.
Senatoda kabul edilen skandal metinin oy çokluğu ile kabul edildiği bir üyenin metne karşı çıktığı için karşı oy kullandığı öğrenildi.
'FARKLI ODAKLAR DEJENERE EDİYOR'
Metinde; Alevilik, Müslümanlığın sınırları içinde tanımlanırken “Aleviliğe ait tüm bu dini-insani-fikri zenginlik ve ilkeler farklı odaklar tarafından dejenere edilmek istenmektedir. Türkiye dışı belli merkezler bu çalışmaların ana merkezini oluşturmakta olup Aleviler İslam dışı bir zihniyetin mensupları şeklinde tanımlanmak istenmektedir. Bu çalışmalar batı ülkelerinde bilimsel araştırmalar şeklinde gösterilerek uluslar arası kamuoyu bu noktada yanıltılmak istenmektedir. Bu çalışmalarla Türkiye politik ve stratejik açıdan zor duruma sokulmak istenmektedir. İfade etmeye çalıştığımız bu yanlı, ideolojik, ülkemize karşıt, birliğimizi ve beraberliğimizi tehdit eden düşüncelere ve girişimlere karşı devletimizin konuyu akademik gerçekleriyle ortaya koyacak çalışmaları başlatması ve teşvik etmesi son derece önem taşımaktadır” ifadeleri yer aldı.
'MİLLİ BİR STRATEJİ'
“Bu bilimsel çalışmaların birincil önceliği Alevilik inancı ile ilgili hakkında yorum yapılan birçok bilinmeyeni aydınlatacak olmasıdır. Bu konu ile ilgili oluşmuş büyük bilgi kirliliğini de giderme açısından çok önem taşımaktadır” denilen metinde, Aleviliğe ilişkin bilimsel araştırma ve çalışmaların yapılmasının milli bir starteji olduğu ifade edildi.
20. Yüzyılın ortalarında Anadolu coğrafyasında başlayan köyden kente göçler, Alevi nüfusu da kentlere yönlendirmiş ve aleviler buralarda geleneksel ibadetlerini gerçekleştiremeyip, “tarihsel- geleneksel alevilik” hasar görmüştür şeklinde açıklamaların yer aldığı metinde “Alevi kitlenin yaşadığı bu inançsal-kültürel kopuş tabanı farklı inançsal-siyasal-ideolojik ve kültürel akımlara yöneltmiştir. Kentteki Alevi kitlenin farklı düşün-kültür zeminlerine yönelişi Türkiye’de son derece acı ve tehlikeli sosyal olayların yaşanmasına neden olmuştur.” dendi. Yine aynı metinde “Özellikle İslam dini, Müslüman kimliği ve Anadolu vurgusu olmazsa olmaz olmalı bu zeminde çalışmalar sürdürülmelidir.” Şeklinde ifadeler yer aldı
AKP ALEVİLİĞİ
Gazetemize konuşan Dersim Etnografya Dergisi Sahibi Mesut Özcan metne tepki gösterdi. Özcan “Senato, geçtiği iddia edilen kararı ile AKP iktidarının Alevilik politikasına uygun adımlar atıyor. Belli ki, bundan böyle Alevilik açısından Tunceli Üniversitesi AKP iktidarının sözcüsü konumuna gelecek, getirilecek” dedi.
Bir üniversitenin, inanç konusunda "milli bir strateji" belirlemesinin sorunlu bir yaklaşım olduğunu belirten Özcan, “Oysa biliyoruz ki, Üniversite bilim yapar, bilim üzerine çalışır. Politika üretemez, politik söylemlerde bulunamaz, iktidarın siyasal söylemlerine uygun bir politika geliştirmez, geliştiremez” şeklinde konuştu. Özcan, “Anlaşıldığı kadarıyla artık Dersimliler kendi özgün inançlarını yaşamayacaklar, dillerinde dualarını, deyişlerini söylemeyecek, okuyamayacaklar. Bunu yaptıkları, uyguladıkları takdirde, dejenere olmuş sayılacaklar, ‘ülkemize karşıt’, ‘birliğimizi ve beraberliğimizi tehdit eden düşünce ve girişim’ olarak adlandırılacak yaptıkları iş” diyerek metini eleştirdi.
ÜNİVERSİTE KABUL ETTİ
Konuyla ilgili telefonla aradığımız üniversitenin genel sekreterliği, böyle bir metnin senato toplantısında görüşüldüğünü, ancak YÖK’e henüz gönderilmediği ve usül yönünden değişiklik yapılacağı bilgisini verildi.
