ÜNİVERSİTELERİMİZ

Akdeniz Üniversitesi’nin başarılı yüz nakli çalışması ile ismi dünya çapında duyuldu.
Ülkemizde bugün mikro cerrahide başarılı ameliyatlar yapılıyor olması beni müthiş heyecanlandırıp gururlandırdı. Bilime ve insana yaptıkları bu hizmetlerden dolayı hocalarımıza ve yöneticilerimize saygı duyuyor onları ayakta alkışlıyorum.
Böylesine büyük ve başarılı bir operasyonu altyapı, donanım ve eğitiminin kalitesi açısından, çok daha ileride olan, başka üniversiteler değil de, Akdeniz Üniversitesi’nde yapılıyor olması, Akdeniz Üniversitesi’nde insana yatırım yapıldığı, gereken desteğin verildiğini, birikim ve mevcut imkanların seferber edildiğinin göstergesidir.
Bir insanın birden fazla kişinin organı ile yaşamını devam ettirmesi, bilimin gerçek zaferidir. Elde edilen bu başarı birçok insana umut olmuştur. Şimdiden Akdeniz Üniversitesi hastanesi birçok insanın yeni nakiller için umut kapısı olmuştur. Ayrıca organ bağışında bulunan aileleri de saygıyla anmak gerekir. Bu ailelere özel ilgi gösterilmeli ve benzerleri için toplum teşvik edilmelidir.
Akdeniz Üniversitesi gibi bilim adamı yetiştirme amacında olan üniversiteler bünyelerindeki insanların başarılı oldukları alanlara yatırım yaparak, teşvik ederek başarıyı yakalamışlardır. Buna farklılaşma da diyebiliriz. Farklılaşan üniversite, Akdeniz Üniversitesi’ndeki örnekte olduğu gibi okul olmaktan çıkıp, ilim yuvası olmuştur. Bu tür üniversitelerde sosyal ortamın renkliliği kadar, canlı bir öğretim üyesi kadrosunun da mevcut olduğunu gözlemleyebiliyoruz.
Bilime ve bilim adamına yatırım yapan üniversiteler; başarı elde ettikçe, siyasilerin bilime olan destekleri kaçınılmaz olacaktır. Toplumlar bilimden yararlandıkça, kaliteli bilim insanları desteklendikçe, daha çok başarılı işlere imza atılacağını gören insanlarımız, bilimin önemini bir kez daha kavrayacak, ticarileşmemiş, siyasileşmemiş bilim adamına, eskiden olduğu gibi saygısını hürmetini canı yürekten gösterecektir.
Başarı kadar başarısızlıkta önemsenmelidir. Denemeden, sınamadan, ortaya çıkan aksaklıklar anlaşılmadan, doğru ve başarının yakalanamayacağı bir gerçektir. Bilimsel rekabet bu anlamda bilimin gelişmesi için kaçınılmaz olup, başarının önünü açacaktır.
Darısı Tunceli ve diğer üniversitelerin başına… Umarım üniversitelerin yöneticileri bu gelişmeleri doğru değerlendirir, kendi kişisel veya sırtını dayadıklarının çıkarları, menfaatleri, doğrultusunda hareket ettikleri izlenimini vermekten uzak dururlar. Özellikle de dini, ticari ve siyasi ilişkilerden uzak durmak, Üniversitelerinin imkanlarını, gereksiz yere harcamayarak, kaynakları boşa israf etmemek, bir bilim adamının yapacağı doğru ve örnek davranış olur diye düşünüyorum.
Başarılı Üniversitelerin yöneticileri asıl ilgi alanları olan üniversitelerine daha çok zaman ayırarak, üniversitelerinin gelişmesi ve dünya çapında başarı yakalama hedefini öncelikli konularından biri haline getirmiş olanlardır. Farklılaştıkları, başarıyı yakaladıkları konularda uluslararası ölçekte merkezler haline gelerek illerini ve ülkelerini bu konuda söz sahibi etme mücadelesinde olanlardır.
Başarıdan eser olmayan, iş ahlakını kaybetmiş, görev ve sorumluluklarını aşan kişiler için, Atalarımız çok beğendiğim birkaç atasözü söylemişler… Gün ola harman ola. Hak yerini bulur. Eden bulur. Kişi ektiğini biçer. Deveden büyük fil var ve Zor oyunu bozar...
Saygılarımla...

Murat ÇAKI