• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İstanbul 5 °C
  • Ankara 1 °C
  • Tunceli 10 °C

ÜNİVERSİTELİNİN FERYADI

Fikri TAŞ

      Biri uzun boylu, ikisi de ince, zayıflardı. Çekingen halleri vardı. Sorsam mı, sormasam mı ikilemi içindeydiler. Sormalarını istediğim bakışlarımla, sordular. 'Üniversite öğrencisiyiz. Kiralık ev arıyoruz. Hatta kalabileceğimiz kulübede, tek oda da olabilir.' dediler. Büyük ihtimalle vereceğim cevabı tahmin ettiklerinden, umutsuzdular. Doğrudan yok demeye dilim varmadığından. Yok anlamında başımı salladım.
      Çok çaresizlerdi. Büyük hayaller kurdukları üniversiteyi kazanmanın pişmanlığı içindeydiler. Hele tercih ettikleri Tunceli'yi tercih etmenin bir başka pişmanlığı içindeydiler. Hâlbuki Tunceli'yi paylaşacakları değerler için tercih etmişlerdi. Daha özgür bir üniversite yaşamı, yaşayacaklarını umarak tercih etmişlerdi.
     Çok çaresizlerdi. Ne yapacaklarını bilememenin çaresizliği içindeydiler. Üzüntülerini paylaştığımı görmenin cesareti ile 'Peki, biz şimdi ne yapacağız. Üniversiteyi okumaktan vazmı geçeceğiz. Hâlbuki yıllarca bunun hayalini kurduk.' Halleri ağlamaktan beterdi. Onların o çaresiz, acınacak halleri onlar gibi beni de ağlamaktan beter etmişti.
     Bacasız fabrikamızın tütmesini sağlayanlar zor durumdaydılar. Yakınlık gösterip dinleyince, konuştular. İçini döktüler. 'Biz Tunceli'yi bir başka hayal etmiştik. Bize kucak açacaklarını sanmıştık. Büyük bir hayal kırıklığına uğradık. Kiralık evleri olanlar bile evlerini bize kiraya vermek istemiyorlar. Verdiklerinden de iki katlı kira bedeli istiyorlar. Bizim bu çaresizliğimizi, şehrin önemli, sivil toplum örgütleri, belediye Başkanlığı, gördükleri, bildikleri halde bizlere yardımcı olmuyorlar. Hâlbuki sizin tanımınızla fabrikasız kentin, bacasız fabrikasını tüttürmek isteyenlere, bizlere sorumlulukların gereği yardım ellerini uzatmaları gerekirdi. Bir yerleri geçici konaklama için hazırlayabilirlerdi. İhtiyacı karşılayacak yurtların yapımı için teşvik edici çalışmalar hazırlıklar içinde olabilirlerdi. Hiç birini yapmadılar, yapmamışlar. Bizi, çaresizliğimizle başbaşa bıraktılar. Tunceli için kurduğumuz hayalleri, beklentileri boşa çıkardılar.' Sitemliydiler. Sitem etmekte de haklılardı. Hozat Belediye başkanı ilçesindeki yüksek okul öğrencilerine kalacakları yerleri belediyenin olanakları ile hazırlayıp, tek öğrenciyi açıkta sokakta bırakmazken, Tunceli Belediye Başkanlığı ile Sivil toplum kuruluşları Tunceli'nin tarihi bir sürecinde üstlerine düşen sorumlulukları yerine getirmemişlerdi.
      Her gün benzer, onlarcasının çaresizliğine şahit olmak, bir Tuncelili olarak beni çok mahcup ettiği gibi çok üzdü. Bacasız fabrika hep gelsin istemiştik. Geldiğinde çok sevinmiştik. Gelmesi, beklentilerimizi gerçekleştirmişti. Şehrimiz, renkli yoğunluğu ile şehir olmuştu. Durma noktasına gelen ekonomik hayat, sosyal hayat, yeniden canlanmıştı. Çalışanları ile birlikte 5000 kişi, şehri kısa sürede büyütmüş. Kenti, kent yapmıştı. Belediye, sınırlarını büyütmüş. Köyleri şehre katmıştı. Yeni açılacak üniteleriyle büyüyecek fabrikanın, hedeflediği üye sayısı 15000'e çıktığında, şehir ikiye katlanacak, Tunceli anakent şehirlere aday olacaktı.
     Üniversitelilerin feryadını dindirecek, onlara başlarını sokacakları bir yer, bir yatak bulmak Tuncelilerin, sorumlu yetkililerin görevi olmalıydı. Sayın Valimizle, Üniversite Rektörümüzün, açıkta kalan öğrencilerin, Yurtlar Kurumunun, Tunceli'deki yurtlarına, yerleştirilmesi için yoğun bir çaba içinde oldukları yeterli olsa da bilinmektedir.
    Üniversitelerden çok daha özerk olan, büyük bir bütçesi olan YURTLAR KURUMUNUN Tunceli'deki kurumu, çözümün anahtarı olmalıydı. Mevcut tesisleri yeterli olmasa da, ellerindeki büyük bütçe ve olanaklarla, kiralayacakları yapıları, öğrencilerin, barınacakları yurt haline getirerek bu önemli sorunu kısa sürede çözebilirlerdi. Hayırsever iş adamlarını, hayır için yurt yapımına yönlendirebilirlerdi. Özel yurtların yapımına örnek olup, teşvik edebilirlerdi.
    Tuncelili iş adamları da, sahillerde villa yapacaklarına, doğdukları ile bir yurt yaparak sorumluluklarını yerine getirebilirlerdi. Hayırlı, insani bir yatırım yaparak, insanların hayır duasını alabilirlerdi. Kendileri için değil, birazda insanlık için çaba sarf edebilirlerdi.
     Tunceli'nin bacasız fabrikasını tüttürenlere, kalacakları, okuyacakları bir mekân sağlamak, onları Tunceli'de tutmak, bir okul yapıp hayır işlemek kadar hayırlıdır.
     İçlerini, dökmenin rahatlılığı içinde yüzlerindeki sıkıntılı halleri biraz gitmişti. Kendilerine zaman ayırdığım, dinlediğim için teşekkür edip ayrılırken, 'Bulamazsak, ne yapalım. Bizde, vazgeçeriz yıllanmış, hayallerimizden, sevdamızdan.' dediler.
     Yüzlerinde acı bir gülümseme vardı.
  
       
   


              Fikri TAŞ
     [email protected]

Bu yazı toplam 1783 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 1971-2023 Dersim Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 (428) 212 10 16 | Faks : 0 (428) 212 10 16 | Haber Scripti: CM Bilişim