Yıldırım, 2009’da elektrik enerjisi üretmeye başlayan Limak Holding'e ait Uzunçayır Barajı ve HES ile ilgili İmar Planı bulunmadığı için dava açtı. Elazığ 2. İdare Mahkemesi red kararı verdi. Kararın Danıştay’ca da onaylanmasının ardından Yıldırım, Anayasa Mahkemesi’ne adil yargılanma hakkı, özel hayatın ve aile hayatını korunması hakkının ihlali gerekçesiyle bireysel başvuru davası açtı.
Dava dilekçesinde daha önce Dersim’de inşaasına başlanan Pembelik Barajı ve HES'in Onaylı İmar Planları bulunmadığı için mühürlenmesi talebiyle açtıkları davada Elazığ 1. İdare Mahkemesi’nin iptal kararı verdiği hatırlatıldı.
-Çevre hakkı ihlali-
Dilekçede baraj ve HES’in verdiği zararlar şöyle anlatıldı:
"Uzunçayır Barajı ve HES Tunceli şehir Merkezi'nin peyzajına menfi şekilde etki etmiştir. İmar Planları yapılmadığından Avrupa Peyzaj Sözleşmesi hükümleri ihlal edilmiştir.
"Munzur Milli parkı'nın temel kaynak değeri olan Munzur Suyu'nun ve başka bir vadi olan Pülümür Vadisi'nin temel kaynak değeri olan Pülümür Çayı'nın birleştiği nokta olan ve Alevilik açısından kutsal kabul edilen Gola Çetu/ Hızır Gölü gibi inançsal alanlar su altında kalmıştır.
"Tunceli İli 1. Derece Deprem Bölgesi olup Türkiye'nin depremsellik açısından en riskli bölgesidir. Buna karşın Uzunçayır Barajı'nın İmar Planları bulunmadığından Barajın Deprem Fay hatlarına etkisi analiz edilememiştir. Tüm bu sebeplerle maddi ve manevi varlığımıza zarar verilmiştir.
"Anayasa'nın 56. maddesinde güvence altına alınan Çevre Hakkı ihlal edilmiştir. Zira, Uzunçayır Barajı'nın çevresel etkilerine dair analizleri de içermesi gereken İmar Planları yapılmadığından barajın çevreye/ekosisteme menfi zararları olmuştur. Baraj Göl sahasından bulunan onbinlerce ağaç doğrudan su altında kalmış; sucul ve karasal ekosistemler zarar görmüştür."