'Ölümsüzdür' yazıldığı için operasyonda 'gözaltına' alınan mezar taşları, AİHM kararına atıf yapan mahkemece 'bırakıldı'.
Tunceli’de yasadışı Maoist Komünist Partisi (MKP) üyesi oldukları öne sürülen 17 kişi operasyonda öldürüldü; cenazelerden beşi belediye mezarlığına gömüldü. Mezarlık girişinde kontrol noktası kuran polis, üzerlerine ‘Ölümsüzdür’ yazılarak anıt mezar oluşturulmak istendiğini savunarak, operasyon düzenledi ve taşları ‘gözaltına’ aldı. Bir anne, iki kardeş ve bir de akrabanın ‘mezar taşı yapımında finansman sağlamak, inşaat yapımına dahil olmak’ suretiyle suçu ve suçluyu övdükleri iddiasıyla dava açıldı. Beş yıllık yargılama sonunda mahkeme, AİHM kararlarına göre, insanların şoke edici görüşleri de dillendirme hakkına sahip olduklarını, kaldı ki beş ölünün herhangi bir suçla özdeşleştirilmediğini savunarak, trajikomik davayı düşürdü ve mezar taşlarını ölenlerin yakınlarına iade etti.
Anıt mezar gerekçesi
Yasadışı Maoist Komünist Partisi (MKP) yöneticisi oldukları öne sürülen 17 kişi Tunceli’nin Mercan Vadisi’nde 17 Haziran 2005’te devlet güçleri tarafından öldürüldü. Bu 17 kişiden Cafer Cangöz, Ali Rıza Sabur, Aydın Hanbayat, Taylan Yıldız ve Ahmet Perktaş belediye mezarlığına gömüldü. Emniyet, mezarlık girişinde kontrol noktası oluşturarak, ölenlerin aileleri dahil, geçişleri engellemeye ve kimlik denetimi yapmaya başladı. Ölümlerin birinci yıl geride kalırken emniyet, ‘mezarları anıt mezara dönüştürmek üzere inşaat faaliyeti başladığını, mezar taşları üzerine ‘Ölümsüzdür’ yazıldığını’ tespit etti. Emniyet mezarlığa operasyon düzenleyerek taşları ‘gözaltına’ aldı ve suç duyurusunda bulundu.
Kalıplaşmış sloganlar
Tunceli Savcılığı da mezar taşlarına ‘Ölümsüzdür’ yazılarak beş ölünün şehitlik mertebesine ulaştırılmaya çalışıldığı, örgüt faaliyetindeyken öldürülmeleri nedeniyle ölümsüz olacakları ve her zaman hatırlanacağı izlenimi edindirilmeye çalışılarak övüldüğü sonucuna vardı. Böylece savcılık; Aydın Hanbayat’ın ağabeyi Celal, Taylan Yıldız’ın annesi İmiş, Cafer Cangöz’ün kardeşi Hıdır ve bir aile yakını Şükrü Duman için ‘anıt mezar ve mezar taşlarının yapımında finansman sağladıkları ve inşaatın yapımına dahil oldukları’ için ‘suçu ve suçluyu övme’ iddiasıyla dava açtı.
Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 8 Mayıs 2012’de bitti. Hâkim Gürhan Arslan; AİHM’nin ‘ Türkiye /Gül ve Diğerleri Davası’ kararına atıfta bulundu. Söz konusu kararda; “İbo yaşıyor, TİKKO savaşıyor” ve “Faşist devlet, yıkacağız elbet” sloganlarının atıldığı bir eyleme katılanlara yönelik mahkûmiyeti haksız bulan AİHM, bunların ‘kalıplaşmış solcu sloganlar’ olduğunu, şiddete ve ayaklanmaya çağrı içermediğini, şoke edici ve rahatsız edici görüşler kapsamında kaldığını savunuyordu.
Bu kararı dayanak gösteren hâkim Arslan, ayrıca beş MKP’linin toplumda tanınmadıklarını ve belli bir suçla özdeşleştirilmediklerini belirterek, beraata hükmettikten sonra, mezar taşlarının iadesine karar verdi. Karar kesinleşince mezar taşları yerlerine dikilecek.