Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Yalçın Çakmak,Tunceli Üniversitesinde hayata geçirilmek istenen Cami ve cemevi projesine ilişkin açıklamada bulundu.
Çakmak, Cami ve cemevi projesine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Son bir kaç yıldır dile getirilen ve en son Ankara/Tuzluçayır'da uygulamaya konulan cami-cemevi projesinin bugün Tunceli Üniversitesi'nde de gerçekleştirilmeye çalışılması, aklıma, zamanında Alevilerin yaşadığı yerlere cami yapılarak onları asimile etme fikrini getiriyor. Hükümete karşı cemaat tarafından yapılması planlanan Tuzluçayır'daki cami-cemevi kompleksinin ne denli büyük çatışmalara neden olduğunu hep birlikte gördük. Hoşgörü söylemi adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan bu uygulamanın şimdi bir de üniversitede yapılacak olması,hali hazırda zaten üniversiteye karşı şüphelerinin olduğu görülen Dersim halkı tarafından hoş karşılanmayacağı malum. Hele ki hoş görünün cami ve cemevi üzerinden ifade edilmesi başlı başına problemli bir ifade ve niyete tekabül ediyorsa!
Diğer yandan ne yazık ki , bir de bunu dile getiren rektörün kendi işi dışında kentin dokusuna ve politik yapısına dair sık sık beyanlarda bulunması ve bunun meydana getirdiği bir hoşnutsuzluk hali söz konusu. Sünnilerin ibadet yeri olan caminin ihtiyaç dahilinde üniversitede yapılması Dersim gibi inancı belli bir yerde sorunu çözmekten ziyade sorunu kaşımaya yarar. Bunun bir de üniversite de yapılıyor olması başlı başına bir problem. Varsa eğer Sünni vatandaşlar tarafından böyle bir talep birçok üniversitede olduğu gibi bir mescit ile çözülebilecek bir durum söz konusu. Hoş bunun üniversitede olup-olmaması da ayrı bir tartışma konusu ya. Ama siz her defasında cami ve onun çağrıştırdığı inanca karşı hali hazırda hassasiyetleri olan Alevi toplumu içerisinde böyle bir uygulamayı gerçekleştirmeye çalışıyorsanız,üstelik de bir tepki söz konusuyken, bunun sağ duyu ve ön görüden ziyade farklı ve hatta tersi bir anlamı söz konusudur. Rektörün bu beyan ve uygulamalarını kesinlikle samimi bulmuyorum. Alevi inancının popüler söylemin birer parçası haline getirilmesi ve üstelikte bunun bir üniversite rektörü tarafından ifade edilmesi ziyadesiyle rahatsızlık verici.
Görünen o ki, bir zamanlar Alevi olduğunu dile getirerek bu kimliğinden ötürü cumhurbaşkanı tarafından rektör seçilen Durmuş Boztuğ,şimdi de bu kimliği ve Dersim'in değerlerini görmezden gelerek iktidara mesaj verme çabası içerisinde.Kendisine tavsiyem biraz tarih okuması yönündedir. Eminim ki bunun kendisine çok faydası olacak! Kimsenin kendi Alevilik algılayışını bir başka topluma dayatması ne söz konusu olabilir ne de kabul edilebilir. Ayrıca haberlerde de gördüğüm gibi,sözde camiyi Diyanet İşleri, cemevini ise hayırseverler yapacakmış. Sormak lazım,siz Dersim'deki hangi demokratik kitle örgütüne danıştınız da öyle önünüze gelen her şeyi yapma hakkını kendinizde buluyorsunuz? Ayrıca kimmiş bu hayırseverler! Yarın bu projeden ötürü orada bir Sünni yada Alevinin burnu kanadığında Diyanet ve o kerametleri kendilerinden menkul hayır severler mi buna engel olacak. Diğer yandan, bu hayırseverler her kimse,onların da bunu hangi koşul altında kabul ettiklerini irdelemek gerek. Bu nedenle,siyasi sorumluluk sahibi olan hükümetin, daha önce Gülen cemaatinin öncülük ettiği cami-cemevi yapımının yarattığı gerilimi de göz önünde bulundurarak, bu projenin Dersim'de de uygulamaya sokulmasını biran önce durdurması gerek. Hatta ve hatta, Dersimlilerin bu yöndeki rahatsızlıklarını cumhurbaşkanı ve başbakana iletmesi atılması gereken ilk adım olabilir.
Son olarak, cami yapımının cemevi üzerinden meşrulaştırılması ve her defasında böyle bir işe girişilmesinin, mevcut tepkilerin görmezden gelinerek sorunu büyüttüğü kanaatindeyim. “