İstanbul'dan minibüsle yola çıkan 3 hayvansever, Tunceli, Bitlis, Van ve Diyarbakır'daki kanatları kırık leylek, baykuş, kızıl şahin ve puhu kuşunu almak için yaklaşık 5 bin kilometre yol katetti.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinden çok sayıda yaralı yaban hayvanı olduğu duyumu üzerine Diyarbakır Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği Başkanı ve Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Yönetim Kurulu üyesi Sevgi Ekmekçiler ile bağlantıya geçen HAYTAP üyeleri Ege Sakin, eşi Murat Sakin ile Kamil Ubay, İstanbul'dan minibüsle yola çıktı.
Önce Tunceli ardından Bitlis ve Van'a geçen ekip, çeşitli nedenlerle kanatları kırılan 2 yavru baykuş ile 1 puhu kuşunu alarak Diyarbakır'a geldi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı'nda, Sevgi Ekmekçiler ile buluşan ekip, burada muhafaza edilen kanadı kırık 2 leylek, biri kızıl olmak üzere 2 şahini, özenle kafeslere yerleştirerek, tekrar İstanbul'a hareket etti.
Binalara çarparak ya da tellere takılarak kanatlarından ve pençelerinden yaralanan sevimli hayvanlar, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nde görevli Ahmet Emin Kütükçü tarafından tedavi edilerek doğal hayata bırakılacak.
HAYTAP Yaban Hayatı Grubu Sözcüsü Ege Sakin, yaptığı açıklamada, federasyonun İstanbul merkezli olduğunu anımsattı.
Bölgeden çok sayıda yaralı yaban hayvanı olduğu yönünde ihbar aldıklarını bunun üzerine, İstanbul'dan Tunceli, Bitlis, Van'a oradan da Diyarbakır'a geldiklerini belirten Sakin, söz konusu illerden yaralı hayvanları topladıklarını kaydetti.
"Beslenme alanlarını yok ediyoruz
Ege Sakin, kafeslere koydukları yaralı hayvanları, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesinde görevli veteriner hekim Ahmet Emin Kütükçü'ye teslim edeceklerini belirterek, "Sayın Kütükçü, yaban hayatı uzmanı. Bakanlığa bağlı olarak çalışıyor. Şu anda aracımızda, biri kızıl olmak üzere 2 şahin, 2 baykuş 1 puhu ve 2 leylek var. Kanatlarından yaralanan hayvanları İstanbul Üniversitesi'nde tedaviye alıyoruz. Tedavileri yapılanları doğaya bırakıyoruz. Bazılarının ise ne yazık ki tedavi şansı olmuyor. Gözleri görmüyor ya da pençeleri ciddi zarar görmüş oluyor. Bu şekilde olanların hayatta kalmaları pek mümkün olmadığı için bunları da İzmir Doğal Yaşam Parkı gibi yaşam alanlarına bırakıyoruz" dedi.
İnsanların, hayvanların doğal yaşam alanlarına çok fazla müdahale ettiğini, yaşam alanlarını da işgal ettiği için son yıllarda çok sayıda yaralanma olayının meydana geldiğini ifade eden Sakin, "Hayvanlar yeterli beslenemiyor. Çünkü beslenme alanlarını yok ediyoruz. Yaşamlarını işgal ediyoruz. Bu nedenle sadece Diyarbakır'da değil birçok yerde yaban hayatı rehabilitasyon merkezlerinin açılması gerekiyor" diye konuştu.
Sakin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Barınağı'nda güzel çalışmaların yapıldığını, çok sayıda kimsesiz sokak hayvanının tedavi edildiğini kaydetti. Kedi, köpek barınağında bir şahin ile leyleğin aynı yerde tutulmasının çok doğru olmadığını belirten Sakin, bu nedenle, yaralı yaban hayvanlarını almaya geldiklerini anlattı.
Yıllık izinlerini kullandılar
Eşi ve arkadaşları Kamil Ubay ile sanayi dalgıçlığı yaptıklarını bu çalışmayı ise gönüllülük esasıyla yaptıklarını bildiren Sakin, şöyle devam etti:
"Biz İstanbul'dan yola çıktık. Tunceli, Bitlis, Van ve Diyarbakır yaptık. Yaralı hayvanları almak için yaklaşık 5 bin kilometrelik yol katettik. Arabamızda bulunan hayvanların pek çoğunun nesli tükenme tehlikesi altında. Eğer biz onlara sahip çıkmaz isek bir sonraki nesil bir daha puhu kuşunu göremeyebilir. Ben eşim ve arkadaşımız sanayi dalgıçlığı yapıyoruz. Bütün bu çalışmaları da gönüllük esasına göre yapıyoruz. Hepimiz işimizi gücümüzü bırakarak yıllık izinlerimizi kullanarak ve tüm yol masraflarını da cebimizden karşılayarak geldik. İnsanların bu tür çalışmalara destek vermelerini istiyoruz."
Sevimli dostlara bir kap su
Sevgi Ekmekçiler de hayvanlara ve doğal hayata sahip çıkmaya çalıştıklarını söyledi. Tamamen gönüllülük esasıyla çalışma yürüttüklerini, duyarlı vatandaşların yaralı hayvanları derneğe bildirdiklerini ifade eden Ekmekçiler, belediyenin de işbirliğiyle hayvanları barınağa aldıklarını belirtti.
Tedavi edilebileceklerini barınakta, diğerlerinin ise HAYTAP aracılığıyla İstanbul Üniversitesi'ne gönderdiklerini bildiren Ekmekçiler, "Hayvanlara karşı duyarlılık bölgemizde epeyce arttı. Hayvanlarımız, bizimle birlikte yaşayan komşularımız. Onlar sokakta, biz evlerde yaşıyoruz. Aynı kenti paylaşıyoruz. Vatandaşlarımız en azından evlerinin önüne bir kap yemek, bir kap su koysunlar" dedi.