1)Gerektiğinde olan gerektiğinde olmayan
Hayatımıza aldığımız insanlar çoğu zaman kendimizi daha iyi hissetmek ve var olan iyilik halimizi daha da arttırmak için bize güç verirler ama bazen hayatımızda olması gerekenden daha fazla yer almaya çalışarak bize daha az yer bırakırlar. Bu da bizim hareket alanımızı, özerkliğimizi zedeler. Bu bazen bize iyi bir şeymiş gibi gözükse de çoğu zaman kendimizle ilgili yetersiz hissetmemize, mücadele gücümüzün düşmesine ve tek başımıza bir işi başarma gücümüze zarar verir. Çünkü bu bizim yukarıda bahsettiğimiz durumlar hakkındaki yetersizlik inancımızı besler. Örnek vermek gerekirse; sizinle ilgili önemli kararları vermeye çalışabilir, sizin problem yaşadığınız durumları çok fazla orada olarak besleyebilir. Çünkü siz aktif mücadele etmeyi sergilememiş olursunuz. Daha agresif bir ifade ile hayatımızda çok fazla olan insanlar, bizi fazla kontrol etmeye, çok fazla sahiplenmeye ve kıskançlık benzeri davranışlar sergilemeleri olarak da açıklanabilir. Bu durum ilerleyen zamanlarda ne giydiğinizden, ne yediğinizden ve kiminle zaman geçireceğinize kadar uzayıp gider. İyi bir ilişkide bunların dozuyla ilgili çok daha farkında olarak ilgi ve sevgi ile karıştırmayız. Hatta iyi bir ilişkide bazen ilgi ve sevgisizlikle mücadele etmeyi öğreniriz. Bu gerektiğinde olmaması gereken bir partnerin özelliği olarak değerlendirilebilir. O zaman partnerimiz ne zaman olsun?
2) Sana kendin olma şansı veren ama kendi olmaktan da vazgeçmeyen
Gerçekten ona ihtiyacın olduğunda seni duyan, ihtiyaçlarına tanıklık eden ve senin kendine uygun yollar bulmanı sağlayan bir tutumla yanınızda yer alır. Doğuştan getirdiğin hiçbir özelliğini yadırgamayan ama daha iyi bir sen içinde alternatif önerilerde bulunan, yaşam fikirlerine inançlarına saygı duyan ve bunları senden almaya çalışmayan bir ilişki seni kendine daha fazla yakınlaştırır. Hayatının merkezine tümüyle seni koymayan partner, kendi olma çabasını sürdürüyor demektir. Kendi hobilerinden, değer yargılarından, inançlarından vazgeçmiyor olması da buna dâhil. Yani ilişkide taraflardan biri kendini sana dayatmadan kendi olmanın da önemini ifade ediyorsa doğru bir yerdesiniz demektir. Tebrikler… “Ben buyum!”, “Hesabına/işine geliyorsa...” gibi cümleler kullanmamak örnek olarak verilebilir.
3) Hatalarını ve başarısızlıklarını senin için gelişimsel bir basamak olarak görür.
Salt başarı ve sonuç odaklı olmayan, yapılan hataların geliştirici taraflarını da görebildiğiniz, birlikte başarısızlıkları tolere edebildiğiniz ilişki daha huzur verici olabilir.
4) Yatırımı önemsemez her şeyin üzerine koyarak arttırır, artan şey iyilik hâlidir.
Size olan duygusal yatırımını azaltmaz. Zaman geçtikçe bunun üzerine koyarak ilişkinin daha sahiplenilmiş ve yaşanılır bir hâl aldığını görürsünüz. Eğer varsa böyle bir ilişkiniz kaçırmayın!
5) Farklılıkları bir arada barındırmaları
Eğer partneriniz diğer insanların farklılıkları ve özellikleri hakkında hoşgörü ve tahammül sorunu yaşıyorsa ilerleyen zamanlarda buna maruz kalmanız kaçınılmazdır.
6) Kendi olumsuz özelliklerine seni neden etmez, kendini anlamaya çalışır.
Tüm insanların neredeyse çocukluk ve ergenlik döneminden getirdikleri bazı yaraları ve hassasiyetleri olabilir. Bunların kendi hayatında nasıl bir etki yarattığını bilmeyen bir bireyin, ilişkilerinde ortaya çıkan problemlerde karşı tarafı suçlama eğilimi daha yüksek olabilir. İnsanlar sorunlarını çözmektense başkalarını buna neden olarak göstermeyi daha kolay bulabilirler. Örneğin o, siz kızdırdığınız için öfkelidir; o, siz çok sosyal olduğunuz için kıskançtır ve bunlar böyle uzayıp gider. İlginç olan yanı ise bunları değiştirmeyi istemezler.
7) Değişime açıktır.
Sizin ifade ettiğiniz ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı görür anlar ve bunun için çaba harcar. Hatta tıkandığı yerlerden de sizden destek ister. İlişki için değişip dönüşmeyi reddediyorsa, yukarıda değindiğim gibi “ben buyum” cümleleri kuruyorsa işiniz zor demektir. Sizin hep aynı kalmanız beklentisinde değildir.
8) Sana vazgeçme hakkı verir.
İlişkilerde yaşanan en büyük problemden biri tarafların duygusal alışveriş yapmaya başlamasıyla bunları birbirinden almayı artık koşulsuz hakmış gibi görmesi olduğu söylenebilir. Partnerler birbirini ilişkide tutmak için tehdit ve şantajla ilerliyorsa, işler hiç yolunda gitmiyor demektir. Vazgeçme hakkı vermemenin bir diğer yolu da kendine zarar vermekle ve bunun için sizi suçlamakla olduğunu söylesek yanlış olmaz.
9) Kendilerini ifade edebilir.
Birbirine duygularını, düşüncelerini ve ihtiyaçlarını aktarabilen çiftler daha az öfke, şiddet sorunu yaşarlar.
10) Belirsizliklerle dolu değildir.
En iyi ilişkiler varlığı öngörülebilir partnerlerle yaşanılır. Ulaşılabilir ve tutarlı özellikler dikkate alınmalıdır. Şu gibi cümleler kullanmaz: “Ben yerleşik hayata geçmedim seni üzerim”. Bazen size çok duygusal olarak yakınlaşır bazen de çok soğuk ve mesafeli davranır.
11) Fiziksel şiddetten bahsetmiyorum bile, size lakaplar takması, alay etmesi, başkalarının yanında küçük düşürücü tutumlar sergilemesi ilişkinin yeterince kötü olduğunu gösterir.