Biraz geç oldu ancak yine de yazmak gerekti. 18.07.2016 tarihli Dersim Haber’deki köşe yazımTemel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavında Munzur’un Çocuklarının başarısı üzerineydi. Söz konusu yazı yazıldığında, Tunceli/Dersim TEOG’da üçüncü kez üst üste Türkiye birincisi olmuştu. Bu yıl Munzur’un çocukları TEOG sınavı birinci aşamasında dördüncü kez yine Türkiye birincisi oldular. Kutluyorum.
Eğitim bilim literatüründe, çocuğun başarısına çok çeşitli değişkenlerin etki ettiği belirtilir.. Okul, aile, uzak ve yakın çevre, siyasi ve iktisadi çevre, inanç çevresi, öğretmen, müfredat, eğitim durumları, ölçme ve değerlendirme, ders kitapları, okulun fiziki durumu, diğer kaynaklar, medya, teknoloji, çocuğun zekâsı, gelişim özellikleri, ilgi ve yetenekleri vs. Ancak bir ilin, bir okulun, bir kasabanın ya da bir yörenin bir değil, iki değil, dördüncü kez aynı sınavda benzer başarıyı üst üste göstermesinin nedenleri, bu yönde yapılmış detaylı araştırmalar ise hemen hemen hiç yok. Üstelik bu başarıyı sağlayan yer ve yöre Türkiye koşullarında en az gelişmiş bir sosyo-ekonomik yapı yanında, biraz da ötekileşmişlik, merkez bakımından hiç de makbul bir yer olarak görülmeyen, inanç bakımından farklılık gösterdiğine inanılan ya da öyle algılanan bir yer, Tunceli/Dersim. Yine Tunceli/Dersim bu yıl elde ettiği TEOG başarısıyla eğitimde iki önemli noktayı da açığa çıkartmıştır. Bunlardan biri Türkiye genelinin belli başlı kentlerinde TEOG’da başarılı çocukların yine Tunceli kökenli oldukları ve ikincisi ise geçmiş yıllarda gösterilen başarının Tunceli ilindeki FETÖ okullarına bağlayanların iddialarının pratikte çürütülmüş olmasıdır.
Bilindiği üzere, Tunceli’nin TEOG’da gösterdiği başarının nedenleri nelerdir şeklinde yapılan araştırma ve bu bağlamda sürdürülen görüşmelerde, ileri sürülenler içerisinde en dikkat çekenin (2016 l. Basamak TEOG sonuçlar daha belli değil iken), FETO okulları olarak bilinen Özel Munzur Koleji payının çok yüksek olduğu, dolayısıyla, 2016-2017 yılında aynı başarıyı elde etmenin Tunceli yönünden mümkün olamayacağı şeklindeki görüştü. Ancak bu görüş, sınav sonuçlarıyla geçerliliğini yitirmiştir. Hatta FETÖ okullarının kof ve amaçlarının ne olduğu çok önceden dillendirilmesine rağmen birileri inadına bu yapıları koruyordu. Şimdi kendilerince seslerini yükselterek eleştiride bulunuyor olsalar da, Türkiye ye bu yapının verdiği zararın ortakları olmasından kurtulamayacakları da ayrı bir gerçek. Esasında yalnız FETO okulları değil, özel ders, kurs ya da dershanelerin de eğitimde başarı üzerine sanıldığı kadar yüksek bir düzeyde etkisi olduğu düşünülmemektedir. Bu yönde ciddi bilimsel bulgu lara rastlanılmamıştır. Bir adım daha ileri giderek, genelleyerek söylenebilir ki; esasında eğitimin metalaştırılması (özelleştirilmesi)’nın sanıldığı gibi eğitimde başarıya etkisi yoktur. Eğer öyle olsaydı; Tunceli’nin, belki de Türkiye’nin en geri ilçelerinden biri olan Pülümür’den Türkiye birincisinin çıkmaması gerekirdi. Geçen yıl Çemişgezek’te sürüyü güden çocuk birinci olmuştu. 1978-79’larda buralarda dershane filan yoktu. Türkiye üniversite birincisi il yine Tunceli’ydi. Önceki yıllarda başarıyı yakalayan çocuklar bu kentin çeşitli kesimlerinde öyle özel eğitim almış falan da değillerdi. 2016 ve önceki Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçları da bu savı destekler niteliktedir. Yani başarılı ülkeler gelişmiş olan ülkelerden çok, daha geri ülkelerdir. Uzak doğu..gibi.
Diğer önemli bir nokta; Türkiye’nin büyük illerinde bireysel anlamada, Tunceli kökenli çocukların eğitimde yüksek başarı elde etmeleri de oldukça manidardır. Haklı olarak, neden Tunceli/Dersim çocuğunu öne çıkarmaya çalışıyorsun, diye böyle bir soru sorulabilir? Çünkü bu güzel çocuklar ve keşfedilmeyi bekleyen daha nice dahiler, iktidarların yanlış politikalarının kurbanı olmaktadır, bu noktaya özellikle dikkat çekmek istiyorum. Yine en basitinden, otomobillerde manuel vitese alternatif geliştirilen otomatik vites, Türkiye’de yaşam alanı bulamadığından yurt dışına gitmiş ve orada okuyan ve bu gün Berlin Teknik Üniversitesinde alman ekonomi, bilim ve teknolojisine yüksek düzeyde katma değer sağlayan Dersimli bir bilim adamıdır, hatırlatmak istiyorum da ondan. Daha niceleri…!
Öte yandan, Tunceli’de tartışılan diğer bir eğitim konusu, TEOG başarısının lise sonrası üniversite sınav başarısına neden yansımadığıdır. Gerçi geçen yıllara göre son birkaç yıldır başarı terendi yukarıya doğru önemli bir ivme kazanmış olsa da, bu başarı yeterli görülmemektedir. Farklı görüşler içerisinde öne çıkan nedenlerden biri TEOG da başarı gösteren öğrencilerin diğer illere gittiklerine dair olanıdır. Ancak kişisel görüşüm, üniversiteye giriş ile ilgili başarıya etki eden nedenlerin daha karmaşık ve kompleks olduğu yönündedir. Biraz yukarıda eğitimde başarı çeşitli kesimlerin ortaklaşa çabalarının ürünüdür demiştim. Ortaöğretim dönemi çocuklarda gelişim yönünden en sorunlu oldukları basamaktır/dönemdir. Dolayısıyla çocuğun orta öğretim gelişim dönemi iyi okunmalı. Bu dönem aynı zamanda ergenlik dönemidir. Çocuğun kendi kimliğini edinmede yaşanan en hassas dönemdir. Kendince bazı ideal fikirlere adanmışlık duygusu bu dönemde ileri düzeydedir. Toplumsal sorunlara yönelik duyarlılık da yüksek düzeydedir. Onu kendini bu yönde öz gerçekleştirmesine engel olunması ciddi tepkilerine neden olur. Grup davranışına eğilim yüksektir. İstenmeyen bazı davranışlar edinmeye yatkınlık da vardır. Sözgelimi sigara içme..vb. Yapılması gereken, bu dönem gelişim özelliklerine uygun olacak şekilde çocuğa ve eğitimine taraf olmaktır. Okul, aile, öğretmen, sosyal, siyasal, kültürel, inançsal..vs. tüm uzak ve yakın çevre, özel ve kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, medya vs. tümü birlikte ve eş zamanlı olarak çocuğun eğitim vb. durumuna ilişkin ortaklaşmaları gerekmekte. Sahiplenme duygusu çocukta ait olma duygusunu güçlendirir. Özellikle merkezin çocuklara yerele bu duyguyu mutlaka hissettirmesi gerekir. Bu takdirde çocukta oluşacak ait olma, hem sağlıklı bir kimlik ve hem de buna bağlı elde edilmesi gereken başarıları elde etmesine önemli katkıları sunacaktır.
Başta öğretmenlerimiz olmak üzere, çocuğun başarısında emeği geçen tüm her kese ve her kesime teşekkürler etmek ve başarılarının devamını getirmeleri temmenisi ile;
Gurur kaynağı bu güzel çocuklarımızın başarılarını kutluyor, daha nice başarılara… diyerek…!
Herkese ve her kesime güzellikler ve sağlıklar dilerim…