Önümüzdeki seçim ve gelecekte olacak seçimlerde Dersim halkı kendisi ile ilgili geleceğini eline alması için bu seçimle varlığını ortaya koymasıyla bir başlangıç yapmalıdır. Dersim halkı bu çıkışıyla dili Zazaca ve etnik kimliği ZAZALIK (Kırmanc-Dımıli) için bu seçimle kendi varlığını belirlemelidir.
Çünkü önümüzdeki günlerde, Türkiye’de olduğu gibi, Dersim ve Zaza coğrafyasının diğer illeri ve ilçelerinde de halk, yerel yöneticilerini seçeceği bir seçim sürecine girecek. Bu seçimde halk yerel yöneticilerini seçecek ve yereldeki kaderini belirleyecek.
Her ilimiz ve ilçemizin halkı; Zazaca ve Zaza halkının kimlik mücadelesini savunan yerel yönetimleri genel seçimlerde ise bu yönde çaba içerisinde olacak milletvekili adaylarını seçerek ve giderek bu çalışma bölgesel insiyatife doğru güçlenerek Türkiye’deki iktidarlar tarafından ciddiye alınacak düzeye getirmelidir.
Dersim halkı, Dersimdeki inanci , Zaza (Kırmanc) kimliğini, Zazaca’yı ciddiye alan, onu koruyup sahipleneceğini belirten ve bütün bunlar için mücadele edeceğini savunan adaya oy vermelidir ve onu desteklemelidir. Yıllardır örgüt ve devlet partilerinin adaylarına verdiğimiz oylar, verdiğimiz destek ne inancimıza, ne dilimiz Zazaca’ya, nede Zaza (Kırmanc) kimliğimize yararlı oldu. Seçilecek aday değerlerimize sahip çıkacak biri olmalıdır.
Nelerdir bizim değerlerimiz? Atalarımızdan bizlere yadıgar kalan Zaza (Kırmanc) etnik kimliğimiz, dilimiz Zazaca ve coğrafyamızdır. Acılarımızı, sevincimizi, aşkımızı, derdimizi dile getiren dilimizin o farklı tadını yaşayacak mıyız? Coğrafyamızda kutsadığımız ziyaretlerimiz, nehirlerimiz, ulu ağaçlarımız ve türbelerimiz hep bizimle olacaklar mı? Bizi biz yapan, bizi başka toplumlardan farklı kılan ZAZA (Kırmanc-Dımıli) kimliğimiz korunacak mı?
Dersim halkı yüz yıllardır Dersim ve Zaza halk kimliğini, Zazaca’yı , Alevilik inancını yok sayan, dahası onlari tahrip eden siyasi yapıları ve siyasetçileri desteklediler. Türkiye Cumhurriyeti’nin ilanından bugüne kadar Dersim halkı hep çatışmanın içinde tutularak beklide bilinçlice bu yöne yönlendirildi.
Dersim halkı 1937-38’de yaşadığı soykırımı ve arkası kesilmeyen şiddet ve baskılar hep devam etmektedir. Devlet Dersim halkına sen terörist besliyorsun diye baskı ve zülm eder, diğer taraftan örgütler sen/siz devlete ajanlık ediyorsunuz diye baskı zülm, işkence, adam kaçırma ve öldürmeler yapıyor, diğer taraftan bu örgütler dersim gençlerini dersim halkı üzerinde baskı ve zülm yapması için meydanlara sürüyorlar. Çatışan bu iki kesim sanki Dersimi yok etmek üzere and içmişler!
Devletin tutumundan hep şüpheleniyorum, sanki devlet Dersim’de önce kendine düşman tarif ediyor ve o yönde gençleri dağa sürüyor, ardından dağa sürdüklerini yardım ve yaltaklık yaptı diye Dersim halkını ana düşman noktasına koyuyor. Dersim gençleri bu şekilde ayarlanıp, dağa sürülerek kendilerine sanki bu yönde bir rol biçilmış ve gençlerde farkında olmadan bu rolü layıkıyla oynuyorlar. Seçilecek yerel yöneticiler bu oyunları destekleyen, gençleri dağa çağıran değil, aksine bu oyunları boşa çıkaracak olan kadrolar olmalılar. Aksi durumda, gençlerimiz kendi halkına ve coğrafyasına zarar vermek için inanmış şekilde bu rollerini oynamaya devam edeceklerdir.
Dersimdeki sosyalist ve devrimciler dersimlilerin tümüyle Türkiye’de devrim yapacak gücü mü vardırki yıllardır bunda ısrarlı duruyorlar? Bu yanlışı neden görmiyorlar? Acaba birileri yanıltıyormu? Bu yanlışı görmeleri gerekiyor. Dersimli Devrimci ve sosyalistlerin tek bir günlük gazete çıkaracak imkanları yok! Bir televizyon kanalını açacak gücü yokken azıcık bir Dersim nüfusuyla Türk ordusunu mu yenecekler? İnsan mantığını kayıp ettmemelidir ve mantığını kayıp ettimi gerçekleri göremez. Göremdiği içindirki bu gerçekleri söyleyenleri ajan-provakatör ilan edip ortadan kaldırarak korkunun, baskının ve zulmün devamını daim kılarlar.
Yine kuvvetli bir şüpehem daha vardır. Devlet Dersim Zaza halkını yok etmek için direkt müdahale yerine dolaylı yollardan sorunlu nedenler yaratır ve onun üzerinden uzun yıllar sürecek bu yöntemle Dersim halkını ve o inanci ortadan kaldırmayı hedefler. Halkımı, coğrafyamı, Zaza (Kırmanc-Dımıli) etnik kimliğimi ve dilimi çok sevdiğim için bu yazıyı yazmak gereğini duydum. Amacım Dersimlilerin devletin yapacağı haince oynadığı bu oyunu anlamsını sağlamaktır. Halkımız yapacağı en doğru davranış, doğru tutum; kendisiyle ilgili direkt ilgilenen, hiç bir tehlike yaratmayan, kendi etnik kimliğine, Zazaca’ya, Zaza (Kırmanc) kimliğine dersim inancina sahip çıkan ve bu yönde çalışan aydınlarını desteklemesidir. Bu kesimin göstereceği insanlara oy vermelidirler.
Bu anda Zaza halkını temsil eden her hangi bir parti bulunmamaktadır. Bize Türk ve Kürt kimliğini dayatanların bize asimilasyonunun yönünü gösteriyorlar. Zazaca’ya, Dersime en yakın aday olarak henüz bulunmamasına rağmen, halkımız Zaza (Kırmanc-Dımıli) kimliğini savunan en yakın adayını seçmesini arzu ediyorum.
Diğer Zaza il ve ilçelerindeki halkımız da Zaza (Kırmanc-Dımıli) kimliğine, Zazaca’ya ve Zaza coğrafyasına sahip çıkan, adaylara oy vermelidir. İlimizden, aşiretimden akraba olsun mantığını terk etmemiz lazım. Biz Zaza (Kırmanc-dımıli-Şarê Ma) kimliğine, Zaza diline, Zaza coğrafyasına sahip çıkan adayları desteklemeliyiz.
Bu yönde herkes bir çaba göstermelidir.
Dostlukla sonuçlanacak bir seçim, demokrasi ve insan haklarının kazanılacağı bir seçim ve Zaza halkının hakkının arandığı bir seçim olmasını diliyorum.
Haydar Şahin
14.03.2014