Zazaca tiyatro yapan Arêyê Kay tiyatro grubu, Xırmaçek oyunuyla büyük ilgi çekiyor.
Kendi anadilleri olan Zazaca’ya tutkun tiyatro gönüllüleri, yönetmen Yılmazcan Şare öncülüğünde İstanbul’un Bakırköy ilçesinde bir araya gelerek Arêyê Kay (Oyun Değirmeni) ismiyle bir grup kurdular.
İkisi erkek üçü kadın olmak üzere toplam beş oyuncudan kurulmuş olan grup kaybolmaya yüz tutmuş olan anadillerini yaşatmaya katkıda bulunmak için yola çıktıklarını belirtmekle birlikte ilk tiyatral çalışmaları olan XIRMAÇEK (Göz Hakkı) isimli oyunlarıyla iki ay önce Bakırköy’deki Ahali Sanat Atölyesi’nde ilk defa izleyenleriyle buluştu. Ocak ayı itibarı ile de İstanbul Gazi Mahallesi’nde her cumartesi gösterilerine devam eden gurubun kurucusu ve sanat yönetmeni olan Yılmazcan Şare izleyici ile buluşan oyunlarının beklentilerinin de üzerinde izleyenlerden beğeni topladığını ve bunun da kendilerini mutlu ettiğini belirtti. Aynı zamanda faaliyetlerinin devamlılığı için kendilerini cesaretlendirdiğini de ekleyen Yılmazcan Şare bundan böyle oynadıkları oyunu Gazi Mahallesi ile beraber İstanbul’un farklı birçok sahnesinde gösterime sunmayı planladıklarını, gösterilerin ardından ise Zazacanın yoğunluklu olarak konuşulduğu birçok doğu illerine yönelik olarak da turneye çıkmayı düşündüklerini söyledi.
“Ülkemizde kullanılan bütün dillerin aslında bu ülkenin büyük bir zenginliği olduğunu bu zenginliklerin korunup bu zenginliklerin üzerinden de bir arada barış içerisinde kardeşçe yaşamanın artık yollarını aramamız gerektiğini vurgulayan Şare, Türkçe’ye nasıl sahip çıkıp vazgeçilmez dilimiz olarak görüyor ve değer veriyorsak aynı şekilde devletimizi yönetenlerinde bizim vazgeçilmez dilimiz olarak görüp sahiplendiğimiz Türkçe kadar bizim de ana dilimize olan Zazaca’ya anlam yüklenmesini bekliyoruz. Türkiye bizim kutsadığımız vatanımızdır. Madem ki kardeşiz ve kader ortağıyız o zaman bu kardeşliğimizi de birbirimizin köklerine ve varoluşuna saygı duyup değer vererek taçlandırmamız da bizim en zaruri gerekliliğimiz haline gelebilmelidir” dedi.
Şare, “Niyetimiz asla ayrılıkçı davranmak , insanı insandan ayırmak değildir. Türkçe nasıl ki bizim ekmeğimizdir Zazaca’mız ve de Kürtçe’miz de bizim yaşamsal kaynağımız ve suyumuzdur. Bizler Türkler, Zazalar, Kürtler, Lazla , Çerkezler ve diğer bütün halklar artık etle tırnak gibiyiz. Birlikte el ele ve gönül gönüle ülkemizin daha da ileriye giderek, gelişip güçlenmesi için kimin payına ne düşüyorsa yapmamız gerekmektedir. Artık bilinç altımızda ki sanal korkularımızdan kurtulmanın vakti çoktan gelmiştir. Dilerim önümüzdeki süreç bizi özlem duyduğumuz ve ülkemizin acil ihtiyacı olan barış ve kardeşlik iklimine taşır ben ve arkadaşlarımın ortak temennisidir bu.” ifadelerini kullandı.