SEVGİM DENİZALTI/BİRGÜN
Kanser hastası olan, uzun süre tedavi edilmediği için hastalığı ilerleyen, sonunda kamuoyunun yoğun tepkisi sonucu 6 Kasım 2009’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından ‘affedilen’ ve birkaç ay sonra da yaşamını yitiren bir devrimci, Güler Zere… O serbest bırakılana, “dışarıda ölme” özgürlüğüne kavuşana kadar eylemlerin, açıklamaların, kampanyaların ardı arkası kesilmedi. Ülkenin her yerinde yüzlerce insan, aylar boyunca Zere’nin ve onun şahsında tüm hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması için sokaklara döküldü; eylemler, açıklamalar yaparak kamuoyu oluşturmaya çalıştı.
O insanlardan biri de Tunceli Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yalçın Çakmak’tı. Çakmak, 1 Ağustos 2009’da Dersim Hozat’ta Munzur Festivali kapsamında Zere için yapılan bir basın açıklamasına katıldı. Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği’nin (TAYAD) çağrısıyla düzenlenen açıklamada, “Merhamet değil adalet istiyoruz”, “Güler Zere’ye özgürlük”, “Güler Zere serbest bırakılsın”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” sloganları atıldı.
4 SLOGANA TERÖR DAVASI
Bu sloganlarla dile getirilen talepler karşılığını çok geç de olsa buldu, Zere 3 ay sonra Cumhurbaşkanı’nca ‘affedilerek’ serbest bırakıldı, ancak Çakmak bu sloganları attığı için hâlâ yargılanıyor. Çünkü o, açıklamaya katılan ve attığı sloganlar nedeniyle hakkında “suç ve suçluyu övmek” suçundan dava açılan 6 kişiden biri.
Çakmak, bir yıl boyunca Hozat Mahkemesi’nde yargılandı. Ancak Hozat Mahkemesi, görevsizlik kararı vererek dosyayı “terör örgütü propagandası yapmak” gibi bir üst suçlama ile Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.
HANGİ ÖRGÜTÜN PROPAGANDASI?
Çakmak, şimdi Terörle Mücadele Yasası kapsamında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanacak. Ancak tuhaf olan şu ki, propagandası yapıldığı öne sürülen terör örgütünün ne olduğu konusunda hiçbir fikri yok. Çakmak’ın ve açıklamaya katılan diğer kişilerin, hangi örgütün propagandasıyla suçlandığı, ne iddianamede, ne polis fezlekesinde ne de mahkeme kararında belirtiliyor. Mahkeme kararında şöyle deniyor: “Güler Zere, terör örgütü üyesi olduğu, eylemlerinden ötürü hakkında müebbet hapis cezası verildiği, ‘devrimci tutsaklar onurumuzdur’ cümlesiyle yasadışı faaliyet gösteren ve cezaevinde tutuklu bulunan tüm örgüt elemanlarından bahsedildiği anlaşılmış olup…”
Çakmak, “Bana söyleyin diyorum, ben hangi örgütün propagandasından yargılanıyorum? Hiçbir yanıt yok. Örgüt adı yok! Davaya konu olan sloganlarda da herhangi bir örgütün propagandası söz konusu değil” diye konuşuyor.
İLK DURUŞMA 21 KASIM’DA
Malatya Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşma 21 Kasım'da görülecek. Yalçın Çakmak, duruşma için 21 Kasım’da Hozat’taki yerel mahkemede talimatla ifade verecek. Ancak Çakmak’ın başına gelenler bununla da sınırlı değil. Hakkında şimdi bir dava daha açılması bekleniyor. Nedeni, Zere’nin ölümünün ardından düzenlenen bazı etkinliklere de katılması. Bir panelde ve düzenlenen bir basın açıklamasında, sürecin uzatılarak Zere’nin ölüme terk edilmesini de protesto etmiş olması.
Ne ilkim ne de son
Tunceli Üniversitesi öğretim üyesi Yalçın Çakmak,“Kimseden merhamet dilemiyorum, yaptıklarımın suç olduğunu düşünmüyorum” diyor ve şöyle devam ediyor: “Ben devletin TMK’den muzdarip kıldığı ne ilk muhalifim ne de son olacağım. Ama yeni demokratik bir anayasanın tartışıldığı bir süreçte hala insanların ifade ‘suçlarından’ ötürü yargılanarak, hapse atılıyor olması vahimdir. Ben akademisyenim, ama devlet memuru olmam, devletin her yaptığını destekleyeceğim anlamına gelmiyor. Bizim işimiz zaten budur, eleştirel yaklaşarak yapılan hukuki, politik yanlışlıkları dile getirmektir. Benle beraber yargılanan, soyut suçlamalarla muzdarip kılınan insanların mağduriyetlerinin göz önüne alınmasını istiyorum.”
Çakmak daha önce, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı’na mektup yazdığını, ancak bir yanıt alamadığını da sözlerine ekliyor.
